İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin kasım ayı olağan toplantısı, “2017'yi Geride Bırakırken Dünya ve Türkiye Ekonomisine Bir Bakış” ana gündemi ile gerçekleştirildi. Detaylar haberimizde..
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin kasım ayı olağan toplantısı, “2017'yi Geride Bırakırken Dünya ve Türkiye Ekonomisine Bir Bakış” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Doç. Dr. Hatice Karahan ve İSO Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tüm Çözümleri Merkez Bankasından Beklememek Gerek
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, konuşmasında ekonominin en önemli risk başlıklarından olan ve son haftalarda artan kurların özel sektörü tedirgin ettiğine dikkat çekti. Reel sektörün 210 milyar doların üzerinde net döviz açık pozisyonu olduğuna hatırlatan İSO Başkanı Bahçıvan “Bu durum önemli bir bilanço riski yaratıyor. Sanayicimizin önümüzdeki dönemde yatırımlara, büyümeye ve istihdama katkısını sürdürebilmesi için kur riskine karşı korunması büyük önem arz ediyor. Bu noktada Merkez Bankamızın reel sektörün kur riskini hafifletmek için birtakım önlemler aldığını görüyoruz. Ancak bu konudaki tüm çözümleri de Merkez Bankamızdan beklememek gerekiyor. Nihai döviz değerinin uzun vadede enflasyon, borç, büyüme, reel faiz gibi makroekonomik göstergelere bağlı olarak hareket ettiğini unutmamamız gerekiyor. Yüksek büyümenin sürdürülmesi kadar finansal istikrarın korunmasının da reel sektör açısından önem taşıyor” dedi.
Bu yıl önemli bir inovasyon olarak uygulanan Kredi Garanti Fonu’nun reel sektör ile finansal kesim arasında stresi önleyen, teminat kaldıracı işlev gördüğünün de altını çizen İSO Başkanı Bahçıvan “Geçtiğimiz günlerde Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu ile yaptığımız toplantıda KGF’nin kalıcı bir kurum olmasının yanı sıra önümüzdeki dönemde daha üretim ve yatırım odaklı bir yapıya dönüşmesi ve bu yönde ortak bir görüş oluşturulması konusunda fikir iş birliğine vardık. Birlikte sektörlerimizi değerlendirerek 2018 yılında daha yakın bir iş birliği içinde olmamız konusunda prensipte mutabık kaldık” dedi.
Jeopolitik ve Ekonomik Riskler İç İçe Geçmiş Durumda
İSO Başkanı konuşmasında, küresel ticaretin Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranlarında ılımlı bir toparlanma ile yeniden canlanmaya başladığını, ancak dünya genelinde jeopolitik riskler, ülkelerin aşırı borçluluğu, gelir dağılımındaki bozulma, korumacı eğilimler, çevresel sorunlar, büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığı gibi birçok belirsizlik ve kırılganlık unsurunun da halen sürdüğünü vurguladı.
Erdal Bahçıvan, bunlar içinde büyük önem arz eden jeopolitik risklerin, ekonomik risklerle iç içe geçmesi nedeniyle endişe kaynağı olduğunu da belirterek şunları söyledi: “Asya Pasifik’teki gerilimler küresel ekonomide ani etkilere neden olurken; Ortadoğu’da hiç eksik olmayan gerilim ve çatışmalar ise ülkemizi de yakından ilgilendiren güvenlik kaygılarına ve enerji fiyatlarında yükselmeye yol açıyor. Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilim, bölgedeki diğer ülkeleri etkileyecek şekilde artıyor. Suudi Arabistan ve Lübnan arasındaki gerilim sonucunda Lübnan yönetiminde yaşanmakta olan kriz ve Suudi Arabistan’da başlayan mali ve ekonomik operasyon, petrol ve doğalgaz fiyatlarında ve bölgesel ticarette bir risk unsuru olarak karşımıza çıkabilir. Hükümetimiz, inanıyoruz ki bu gelişmelerin ekonomimize olası yansımalarını da titizlikle değerlendirmektedir.”
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.