Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: "Bu kadar yetenekli bir toplumu girişimcilik ve birlikte çalışmak kültürüyle donatabilirsek, Türkiye'nin geleceğini garanti altına almış oluruz demektir" dedi Detaylar haberimizde..
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: "Bu kadar yetenekli bir toplumu girişimcilik ve birlikte çalışmak kültürüyle donatabilirsek, Türkiye'nin geleceğini garanti altına almış oluruz demektir" dedi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, öncelikli teknolojiler anlamında Ar-Ge ve inovasyon misyonu üstlenecek bir yapı oluşturmanın gayreti içinde olduklarını belirterek, "Bütün derdimiz Türkiye'de bu anlayışı hakim kılmak. Bu anlayışı hakim kılarsak, bu kadar yetenekli bir toplumu girişimcilik ve birlikte çalışmak kültürüyle donatabilirsek, Türkiye'nin geleceğini garanti altına almış oluruz demektir" dedi.
Boğaziçi Yöneticiler Vakfı (BYV) tarafından bu yıl 4.'sü düzenlenen "Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu"nda (IBPF 2015) konuşan Işık, sivil toplumun gelişmesinin demokratik kültürün oluşmasında son derece önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti.
Işık, 1863 yılında kurulan Boğaziçi Üniversitesi'nin bugün Türkiye'nin en önemli üniversitelerinin başında geldiğini ve Times Higher Education (THE) tarafından yapılan değerlendirmelerde hızla yükseldiğini belirterek, şu anda 139. sırada bulunan üniversitenin, gelecek 1-2 yıl içerisinde ilk 100'e gireceğine inandıklarını söyledi.
Bakanlığın "Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi"nde, Boğaziçi Üniversitesi'nin şu anda 3. sırada bulunduğu bilgisini veren Işık, "Zirvede çok ciddi yarış var. 1'inci sırada Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), 2'inci sırada Sabancı Üniversitesi ve 3. sırada Boğaziçi Üniversitesi var. İnşallah bu sıralamada çok yoğun rekabet sonucunda hak eden birinci olur" diye konuştu.
Işık, başarıyı ön plana çıkarmadıkça, başarılı gençlerin motive edilemeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Maalesef toplum yapımız ve medya anlayışımız, Peyami Safa'nın dediği gibi 'Bizde roman kahramanı maraza çıkaran adamdır'. Maraza çıkarmadıkça, gündeme gelemeyen bir anlayışımız var. Halbuki başarı hikayelerinin ortaya konulması, yeni başarılar için çok önemli birer zemindir. Şuna yürekten inananlardanım; hiçbir başarı tesadüfi değildir. Tesadüfen gelen başarılar kalıcı da olmaz. Her bir başarının altında çok yoğun emek, ciddi bir çalışma ve gayret vardır. Dolayısıyla iyi yönetim uygulamaları noktasındaki bu programı son derece önemli buluyorum. Başarılarıyla gündeme gelen insanlarımız, kurumlarımız ve yapılarımız daha büyük başarılar için bize son derece ciddi güç katacak."
"Dünya Artık Start-Up Madenciliğine Başladı"
Bakan Işık, başarılı bir yönetim için bilgi ve birikimin yanı sıra, güçlü bir irade, iyi ve yoğun bir iletişim ve takibin gerektiğini kaydederek, her şeyin çok hızla değiştiği bu çağda hiçbir başarının tesadüf olmadığını vurguladı. Bu çağda pek çok yeni terimin literatüre girdiği ve pek çok terimin de içeriğinin değiştiğini belirten Işık, böyle bir çağa hazırlıklı olunması gerektiğini kaydetti.
"Düne kadar hiç konuşulmayan 3D yazıcılar artık bugün tartışmaların tam odak noktasına geldi" diyen Işık, bunun gelecek dönemde üretimi ne kadar değiştirebileceğini, bugünden tahmin etmenin çok zor olduğunu ifade etti.
Işık, üretimin dışında pek çok alanda ve sağlık sektöründe 3D yazıcıların hayatın bir parçası ve kolaylaştırıcısı olacağını dile getirerek, üretimde endüstri 4.0 kavramının konuşulmaya başlandığını anlattı.
Ar-Ge ve inovasyona çok ciddi önem verdiklerini belirten Işık, "Dünya açık Ar-Ge'ye gitmeye başladı. Microsoft bütün kodlarını açık hale getirmeye başladı. Artık bütün dünya benim kodlarımı bilerek benim geliştirdiğim programlar üzerinde çalışma yapabilsin diye düşünüyor" bilgisini verdi.
Işık, Artık proje odaklı yaklaşım yerine pazar odaklı yaklaşımın bulunduğuna dikkati çeken Işık, "Biz Türkler biraz duygusalız. Projelerimize aşık olur ve maalesef onlarla ölürüz. Artık gelişen anlayışta projeye aşık olmak yok. Bir insan, bir proje üzerinde 6 ay çalışıyor. Sonra bunun ticarileşme umudu yok diye o projeye verdiği 6 aylık emeği siliyor ve başka bir projeye geçebiliyor" ifadelerini kullandı. Bu çağın en önemli kavramlarından birisinin girişimcilik olduğuna dikkati çeken Işık, girişimciliğin hiçbir çağda önemini yitirmediğini, ancak bu çağda çok daha öncelikli hale geldiğini ifade etti.
Işık, girişimcisi olmayan bir ülkenin kalkınma şansı olmadığını vurgulayarak, şunları aktardı:
"Teknoloji alanında girişimcisi olmayan bir ülkenin de sadece devlet ve üniversitelerin araştırma merkeziyle bilim ve teknoloji geliştirme şansı yok. Onun için start-up (başlangıç) firmaları artık dünyada teknolojinin gelişiminde son derece önemli birimler haline gelmeye başladı. Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, İTÜ ve diğer üniversitelerden mezun olan öğrencilerimizin kendi alanlarında, özellikle de bilim ve teknoloji alanlarında çalışan insanların mutlaka kendi şirketlerini kurmayı birinci hedefleri haline getirmelerini istiyorum. Çünkü dünya artık start-up madenciliğine başladı. Dünyanın bütün büyük şirketleri 'Sizler start-up firması kurun, bir şey geliştirin. O benim işime yararsa bedelini öder, satın alırım' diyor."
"Hükümet Olarak Harekete Geçmek İsteyen Her Gencin Yanındayız"
Bakan Işık, artık Türkiye'de anlayışın değişmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Artık üniversite öğrencilerimizin 'memur olayım' veya 'büyük şirketlerde yönetici olayım' hevesinden ziyade 'kendi işimi, şirketimi kurayım, yanımda insan çalıştırayım' anlayışına geçmemiz gerekiyor. Hükümet olarak bu konuyla ilgili harekete geçmek isteyen her gencin yanındayız" diye konuştu.
Teknogirişim Sermayesi Desteği programının son derece başarılı şekilde ilerlediğini anlatan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gençlerimize teknogirişim alanında kabul edilen projeleri başına 100 bin lira destek veriyoruz. İstiyoruz ki gençler kendi firmalarını kursun. 100 bin lira başlangıçta iyi rakamdır. Sonra eğer proje başarıyla devam ederse 550 bin lirası hibe olmak kaydıyla desteğimize devam ediyoruz. Orada da işler iyi gitmeye devam ederse 10 milyon liraya kadar gençlerimizi desteklemeye devam ediyoruz. Bunun yanında ürünün tanıtımı, pazarlanması, fuar desteği.. Devlet olarak inanın çok ciddi destek veriyoruz. Şu anda bilim ve teknoloji, Ar-Ge ve inovasyon alanlarında en ciddi destek veren ülkelerden biriyiz ama ihtiyacımız teknogirişimci, yani gençler. Özellikle üniversitelerimizin bu noktada teknogirişimci yetiştirmek açısından daha fazla inisiyatif almasını istiyoruz."
Işık, artık teknoloji transfer ofislerinin, gençleri daha fazla bünyelerinde barındırmaları, ticarileşen ürünlere daha fazla odaklanmalarını istediklerini aktararak, bunun için de Türkiye'deki Ar-Ge ve inovasyon ekosistemini güçlendirmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Bilişim vadisini, diğer teknoparklara rakip olarak kurmadıklarına işaret eden Işık, "Öncelikli teknolojiler anlamında Ar-Ge ve inovasyon misyonu üstlenecek bir yapı oluşturmanın gayreti içerisindeyiz. Bütün derdimiz Türkiye'de bu anlayışı hakim kılmak. Bu anlayışı hakim kılarsak, bu kadar yetenekli bir toplumun, girişimcilik ve birlikte çalışmak kültürüyle donatabilirsek Türkiye'nin geleceğini garanti altına almış oluruz demektir. Bu noktada inşallah Boğaziçi Üniversitesi, BYV ve ülkemizin tüm güzide kuruluşları bu çalışmalarımızda bizimle çalışır, destek verirler, öncü olurlar" şeklinde konuşmasını tamamladı.
Haberimizi ekosistemimizdeki tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.