Aile Şirketleri uzmanları, 21 ülkeden aile şirketlerinde aktif görev alan 268 aile üyesi ile yüz yüze yapılan görüşmeler doğrultusunda hazırladıkları "Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması'nı yayımlandı. Aile şirketlerine "rehber" niteliğindeki raporun detayları haberimizde..
Deloitte’un, Aile Şirketleri uzmanları tarafından yıllık olarak hazırlanan Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması yayımlandı. 21 ülkeden aile şirketlerinde aktif görev alan 268 aile üyesi ile yüz yüze yapılan görüşmeler doğrultusunda hazırlanan rapor, yıkıcı inovasyon ortamında aile şirketleri için bir yol haritası olma niteliği taşıyor.
Deloitte, her yıl hazırladığı Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması’nın bu yılki temasını ‘yıkıcı inovasyon ortamında aile şirketlerinde liderlik’ olarak belirledi. Toplam 21 ülkeden Deloitte aile şirketleri uzmanlarının, aktif görev alan 268 aile üyesiyle yüz yüze yaptığı röportajlarla hazırlanan rapor, dikkat çekici sonuçlarıyla olduğu kadar, yıkıcı inovasyon ortamında liderlik konusunda yapılması gerekenlere ilişkin yol gösterici detaylarla da öne çıkıyor.
Bu yıl araştırmaya katılan aile şirketlerinin %43’ü 200 milyon TL, %35’i 1 milyar TL ve %22’si ise 1 milyar TL üzeri ciro yapan firmalardan oluşuyor. Katılan firmaların yaşları incelendiğinde %14’ünün 100 yıldan büyük, %40’ının 50 ile 99 yıl arasında, %41’inin ise 20 ile 49 yıl arasında olduğunu gözlemleniyor. Görüşmelerin yapıldığı yöneticilerin %53’ü ikinci jenerasyon, %25’i üçüncü jenerasyon, %22’si ise dördüncü jenerasyon aile üyelerinden oluşurken, katılımcıların yaklaşık %37’si 30’lu yaşlarında, hemen hemen üçte biri ise 45 yaşın üzerinde yöneticilerden oluşuyor.
Araştırmanın Türkiye’ye ilişkin sonuçlarını Deloitte Türkiye Aile Şirketleri Lideri Ali Çiçekli, şöyle değerlendirdi: “Yıkıcı inovasyon yeni pazar ve değer zinciri oluşturarak mevcut pazar ve değer zinciri dinamiklerini değiştiren ve eninde sonunda mevcut piyasa lideri firmaları ve ürünlerini yerinden eden yenilikler olarak tanımlanabilir.
Türkiye’den anketimize katılan firmaların sorularımıza verdikleri yanıtları incelediğimizde ise yanıtların genel sonuçlarla örtüşmesine rağmen bazı noktalarda ayrıldığını görüyoruz. Yıkıcı inovasyonun, şirketin ardıl planlamasının doğal bir bileşeni olması gerektiğini düşünen Türk aile şirketlerinin oranı %30 iken, ankete katılan diğer ülke firmalarının oranı %73.
Türkiye’deki aile şirketleri en önemli etkinin yasa ve düzenleyici otoriteler tarafından yapılacak değişiklikler nedeniyle yaşanacağını düşünürken, katılımcıların genel cevapları aile içi ilişkiler, piyasadaki değişiklikler ve ardıl planlama konularını öne çıkarıyor.
Ailenin yıkıcı inovasyon konusunda farkındalık seviyesini ise Türk firmaları daha önde görüyor. Türk firmalarının %90’ı, aile şirketlerinin bu konuda net bir stratejisinin, bakış açısının ve endüstriye, piyasaya ve şirkete ilişkin öngörülerinin olduğunu belirtirken; bu oran genel katılımcılar arasında %84.
Günümüzün güncel ve popüler konularından yıkıcı inovasyonun firmalar bünyesinde tartışılması, farkındalık seviyesinin aile üyeleri ve organizasyon bünyesinde artırılması, olası yenilikler ve alınabilecek önlemler konusunda vizyoner bir bakış açısı ile çalışılmasının, şirketlerin sürdürülebilirliğine önemli katkı sağlayacağı öngörülebilir.”
Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması 2017 sonuçlarında, ankete katılan aile şirketleri açısından yıkıcı inovasyon konusunda öne çıkan temel noktalar ise aşağıdaki gibi;
- Aile şirketlerinin gelecek kuşak liderleri, 2-3 yıl içerisinde kendi faaliyet gösterdikleri piyasalarda yıkıcı inovasyonun gerçekleşeceğini ve iş modellerini bu yeni ortama göre düzenlemek zorunda kalacaklarını düşündüklerini belirtiyor. Katılımcıların yaklaşık üçte biri ise piyasaya yeni girecek oyuncular nedeniyle pazar payı kaybedeceklerini öngörüyor.
- Katılımcılar yıkıcı inovasyon konusunda zorlukların dış etkilerden çok firmanın kendi içinde barındırdığı iç dinamikler olduğunu belirtiyor. Söz konusu zorlukların sadece şirketin faaliyet alanını ve piyasayı etkilemekle kalmayıp ailenin şirket ve aile üyeleri arasındaki ilişkileri önemli derecede değiştireceğine inanıyor.
- Aile şirketlerinin yeni kuşak liderlerinin, önceki kuşaklara oranla yıkıcı inovasyon konusunda farkındalıkları daha yüksek, konunun önemi ve şirketleri üzerindeki olası etkileri konusunda daha bilinçliler.
- Aile şirketlerinin bu konuda en önemli avantajını ise liderler iki kelime ile özetliyor ‘hızlı’ ve ‘atik’. Aile şirketlerinin hızlı karar alma ve koşullara çok hızlı adapte olabilecek çeviklikte olmaları yıkıcı inovasyonun etkileri ile başa çıkabilecek en önemli özellikleri.
- Katılımcılar ayrıca şirket kültürünün mutlaka şirket stratejisini, şirketin risk alma seviyesini, firma içi iş birliği ve çevikliğini desteklemesi gerektiğini belirtiyorlar.
- Ayrıca yeni nesil aile şirketleri liderleri aile şirketlerinin yıkıcı inovasyon ile başa çıkmada daha uzun vadeli strateji ve planlar yaparak şirket menfaatlerini kısa vadeli getirilere odaklanan finansal yatırımcılara göre daha ön planda tutacaklarını belirtiyorlar.
- Yıkıcı inovasyon ile başa çıkmada aile şirketlerinin önündeki en temel zorluklardan biri de liderlik ve yönetim mekanizmalarının konsantrasyonunun çok fazla aile ve yönetim kurulu odaklı olduğu ve piyasadaki gelişmelerin gözden kaçabileceği.
- Liderler ayrıca firmalarının yıkıcı inovasyon koşulları ile başa çıkabilecek kadar yeterli insan kaynağı ve yeteneklere sahip olmadıklarını belirtiyorlar.
Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması 2017 Raporu’nun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.