UTESAV’ın Fikir İklimi Toplantısı'nda, göçmenlerin ekonomiye katılması ve farklı yetenekleri olan göçmenlere karşı farklı stratejilerin geliştirilmesi gerektiği konuşuldu. Detaylar haberimizde..
Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV)’ın Nisan Ayı Fikir İklimi toplantısına altı yıldır Suriye’de devam eden iç savaş nedeniyle Türkiye’ye göç etmek durumunda kalan mültecilerin sorunları ve ekonomiye olan etkileri görüşüldü.
MÜSİAD Genel Merkez’de gerçekleşen toplantıya, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Kerem Alkin, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Doç. Dr. Hatice Karahan, Yar. Doç. Dr. Faik Tanrıkulu çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları, TBMM yetkilileri, akademisyenler ve iş adamları katıldı
Toplantının açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkan Vekili Mehmet Develioğlu, günümüzde mülteci probleminin ülkemizde en büyük sorunlarında biri olduğuna ve çözüme kavuşturulması gereken önemli bir konu olduğuna dikkat çekti. Develioğlu ayrıca, UTESAV’ın Fikir İklimi programları kapsamında ülkenin sorunlarına her zaman çözüm odaklı çalışmalar yapacaklarını belirtti.
Programın ilk oturumunda konuşan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye’nin önemli bir referandum sürecinden geçtiğini belirterek, “Artık, Türkiye için söylememiz gereken hususlarda stratejik düşünce formatına geçmemiz gerekiyor. Türkiye’deki göçmen meselesine, sosyolojik boyutlarının yanı sıra ekonomik ve katma değer boyutlarıyla da bir bakış açısı kazandırmamız gerekiyor” dedi.
Alkin: “Çeşitli Yeteneklerdeki Mültecilere Farklı Stratejiler Geliştirmeliyiz”
ABD’nin uyguladığı göçmen stratejisiyle dünyada en çok katma değeri oluşturabildiğini ifade eden Alkin, “Ülkede birinci ve ikinci kuşak göçmenler Apple, Google, Facebook, Amazon, Yahoo, Tesla gibi teknoloji şirketleri kurdu. Türkiye bu anlamda nitelikli insanları ekonomiye kazandırmak adına net stratejiler oluşturmak zorunda, aksi takdirde Türkiye’nin bilim ve strateji alanında yapacağı atılımları ve bu insanları kaybetme durumuyla karşı karşıya kalabilir. Diğer yandan, medyada çok yer almasa da çok önemli sanatçı, müzisyen ve heykeltıraş göçmenlere ev sahipliği yapıyoruz. Bizim bu farklı yeteneklerdeki mülteciler için ayrı ayrı bir strateji belirlememiz gerekiyor. İmalat sanayiinde farklı, üretime katkı sağlamak isteyen yatırımcılara ayrı, spordan sanata kadar çok farklı yetenekleri olan göçmenlere karşı farklı stratejiler geliştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Özipek: “Mültecilere Yönelik Yaygın Dezenformasyonlar Var”
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’de mültecilere ilişkin dezenformasyonun, ayrımcılık ve ırkçılığın yaşandığı bir dönemde olduğumuzu söyledi ve “Türkiye’de mültecilere yönelik ön yargının en büyük sebebi iktisadi argümanlar olarak göze çarpıyor. Yani onların ülkeye yük olduğu, ekonomiyi sarstığı, bazı insanların paralarının alınıp onlara verildiği gibi yanlış bilgiler var. Benim için ekonomiye katkı yaptığı veya yapmadığı önemli değildir, sığınmacılar insan olarak birçok şeyi hak ederler” şeklinde konuştu.
Cevahir: “Her Göçmen Bir Yurtdışı Temsilcimizdir”
Türkiye’deki Göçmenler ve Ekonomi Çalıştayı’nda konuşan UTESAV Mütevelli Heyeti Üyesi Yusuf Cevahir ise, Türkiye’yi görmeye çalışan ve yurt dışı irtibatları da olan birisi olarak iki husustan bahsetmek istediğini belirtti ve “Türkiye’de okuyan öğrenciler bile Türkiye’de çalışma hakkına sahip değildi. Bizim için ciddi bir vakit ve insan kaybıydı, şimdi hamdolsun bu aşıldı. Diğeri ise, buraya gelip hayatını idame ettirmeye çalışan her kişi Türkiye’nin yurtdışı temsilcisidir. Bu konuyla ilgili bir husustan bahsetmek istiyorum: 2016 yılında Mart ayında, Libyalı Eski Başbakan Muhammed El Menguş Bey Türkiye’de vefat etti. Menguş Bey, Kabataş Lisesini bursla bitirdi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’ni yine bursla tamamlayarak Libya’ya döndü. İlk önce orada Nehir Bakanı oldu, daha sonra 6 sene başbakanlık yaptı ve Türkiye’ye dönerek Ankara’da 6 sene sefirlik görevini üstlendi. Menguş Bey İstanbul'a gömülmeyi vasiyet etti. Burada asıl önemli konu, eğer Türkiye inşaat sektöründe birinci sıradaysa bu Muhammed Menguş Bey sayesindedir. 70'li yıllarda Türkiye’deki müteahhitleri Libya’ya götürdü. Bizim müteahhitlerimizi iş, güç, para ve makine sahibi yapan ülke Libya’dır. Bu da Muhammed Menguş Bey sayesinde oldu. Burada ahde vefanın tezahürü olarak, sektörümüzün dünyada ikinci sıraya gelmesini göz ardı edemeyiz. Dolayısıyla ülkemizdeki göçmenlere sadece bir yük olarak bakmamalıyız” sözlerini kullandı.
Programın ikinci oturumunda, Doç. Dr. Hatice Karahan’ın moderatörlüğüyle, TBMM yetkililerinin saha içi çalışmaları ve Suriyeli iş adamlarının göçmen meselesi ilgili yatırım olanaklarını görüşüldü. STK’ların çalışmalarının konuşulduğu oturumda, Türkiye’deki göçmenlerin ekonomiye etkileri ve göçmenlere ilişkin atılması gereken hukuki, ekonomik ve sosyal temelli adımlar ele alındı. Göçmenlerin ekonomi üzerindeki, sektörel bazdaki etkileri, şehir tecrübeleri ve istatistik bilgileri görüşüldü. Türkiye’deki göçmen sorunları ile ilgili kısa ve uzun vadeli yapılacaklar belirlenerek programa son verildi.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.