TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Sahiplerini Buldu!

TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen bir tören ile sahiplerini buldu. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 57 bilim insanının TÜBİTAK ve TÜBA tarafından ödüle layık görüldüğünü açıkladı. Detaylar haberimizde..

TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen bir tören ile sahiplerini buldu. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 57 bilim insanının TÜBİTAK ve TÜBA tarafından ödüle layık görüldüğünü, TÜBİTAK’ın 3 farklı kategoride toplam 16 ödül belirlerken, TÜBA’nın ise, 4 farklı alanda 41 ödül vermeyi kararlaştırdığını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen “TÜBA ve TÜBİTAK Ödülleri Töreni”ne; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, milletvekilleri, YÖK üyeleri, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBA üyeleri, üniversite rektörleri, diğer protokol mensupları ile akademisyenler, ödül sahiplerinin yakınları ve davetliler katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in konuşmalarının ardından 2019 TÜBA Ödülleri sahiplerine tevdi edildi. TÜBA 2019 Uluslararası Akademi, Fuat Sezgin Ödülleri, GEBİP ve TESEP Ödül sahipleri ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldılar.

57 Bilim İnsanına Ödül 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde katılımcılara hitap etti. 57 bilim insanının TÜBİTAK ve TÜBA tarafından ödüle layık görüldüğünü bildiren Erdoğan, TÜBİTAK'ın 3 farklı kategoride toplam 16 ödül belirlediğini, TÜBA'nın ise 4 farklı alanda 41 ödül vermeyi kararlaştırdığını söyledi. 

Atıklardan Hidrojen Üretimi

Erdoğan, ödül alan tüm akademisyenlerin çok çarpıcı çalışmaları olduğunu gördüklerine işaret ederek, "Örneğin bir bilim insanımız çevreye zarar veren atıkların hidrojen üretiminde kullanılmasını sağladı. Bu buluşla karbondioksit salınımından faydalı ürünler elde etmek mümkün hale gelmiştir.” dedi.

Yeni İlaçlar Geliştirilecek

Kimya alanında makromoleküllerin yüksek çözünürlükle hesaplanması ve simülasyonu için yeni teoriler geliştiren bir akademisyene de ödül verdiklerine değinen Erdoğan, “Bu çalışma yeni malzemelerin tasarlanması, hastalıklara sebep olan faktörlerin daha iyi anlaşılması, yeni ilaçların geliştirilmesi gibi pek çok konuda ilerlemenin önünü açacak öneme sahiptir.” diye konuştu.

70 Yıldır Çözülemeyen Sorun

Erdoğan, Prof. Dr. Erdal Arıkan'ın ismini özellikle zikretmek gerektiğinin altını çizerek, “Kutupsal kodlama yöntemini geliştiren hocamız, verilerin iletiminde 70 yıldır üstesinden gelinemeyen kapasite sorununu çözdü. Bugün dünyada 5G ve ötesi teknolojileri konuşuyor olmamızı Erdal Hocamızın çalışmalarına borçluyuz. Hocamızın buluşu sayesinde otonom araçlar dahil olmak üzere dijital çağın pek çok uygulamasında güvenilir ve hızlı veri transferi gerçekleşebilecek. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz de hocamızla yakın irtibattadır. İnşallah ülkemizin bu alandaki yolculuğunda kendisiyle birlikte çalışacağız.” dedi.

"Bilim İnsanlarımıza Verdiğimiz Destek 1,8 Milyar Liraya Ulaştı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK’ın 56 yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığında Türkiye’nin kalkınmasını destekleyecek adımlar attığına işaret ederek, araştırma-geliştirme desteklerinden girişimciliğe, bilim insanı burslarından uluslararası işbirliklerine kadar pek çok alanda TÜBİTAK’ın destekleri bulunduğunu, TÜBİTAK’ın enstitüleri aracılığıyla da Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacak projeler ürettiğini dile getirdi.

Bilimin ve mühendisliğin her alanında araştırmacılara önemli imkânlar sunduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela, 2002 yılında bilim insanlarımıza sadece 150 milyon lira destek sağlanırken, bu sene verdiğimiz destek 1,8 milyar liraya ulaştı. Böylece üniversitelerimizin ve sanayimizin araştırma kapasitesini önemli ölçüde artırdık. Bu desteklerle, 207 üniversite, 1.572 Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile 85 Teknoparkta faaliyet gösteren araştırmacıların da yanında olduk. Adeta sıfırdan kurduğumuz altyapı sayesinde, Ar-Ge harcamalarının millî gelirimizdeki payı ilk defa yüzde 1’i aştı” açıklamasında bulundu.

"Bilgiyi ve Teknolojiyi Üretmeyen Ülkelerin, Geleceğin Dünyasında İşi Çok Zordur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilgiyi ve teknolojiyi üretmeyen, bunları en iyi şekilde kullanamayan ülkelerin, geleceğin dünyasında işi doğrusu çok zor. Ürettiğimiz bilgiyle, kendi hedeflerimize ulaşmanın yanında tüm insanlığın refahına da katkıda bulanacağız. Millî Teknoloji Hamlemizin amacı da işte bu süreci desteklemektir. Bu amaçla ülkemizi, dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi hâline getirmek istiyoruz” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı” ile oldukça vizyoner ve yenilikçi bir mekanizma oluşturduklarına işaret ederek, şöyle devam etti: “Çağrımıza dünyanın dört bir yanından başvuru aldık. Alanın en iyisi küresel şirketlerden ve dünyanın en iyi üniversitelerinden araştırmacılar Türkiye’ye gelip, bizim kurduğumuz altyapılarda çalışmayı tercih ettiler. Hâlihazırda 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere, 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanıyor. Gelen araştırmacıların kendi ekiplerini kurmalarını da temin ediyoruz. Desteklenen her bir araştırmacımız, inşallah beşer doktora öğrencisi yetiştirecek. Bu doktora öğrencileri de, yerli ve millî teknolojilerin geliştirilmesi çalışmalarında yer alacaklar. Böylece adım adım hedeflerimize yaklaşmış olacağız.”

Sivil Alana da Aktaracağız

Bilişim Vadisi'nin resmi açılışını yaptıklarını anlatan Erdoğan, "Savunma sanayisinde gösterdiğimiz başarı hikayesini, sivil alanlara da aktarmak için kolları sıvadık. Artık yeni teknolojilerin sadece pazarı olmakla kalmayacağız. Bu teknolojileri üreten, tüm dünyaya yayan ve kendi koyduğu standartları kabul ettiren bir ülke haline gelmekte kararlıyız" diye konuştu.

İnşallah, aynı azim ve kararlılıkla devam edilerek, belirlenen tarihte üretime de geçilecektir, 2022’nin sonunda seri üretim” ifadesini kullandı.

Projenin her aşamasını adım adım takip ederek, çıkan her sorunu çözdüklerini, çünkü bu projenin Türkiye için otomobil üretmenin çok daha ötesinde bir vizyona sahip olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devrim otomobilin önünü kestiler ama inşallah devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler. Milletimizin bu projeyi sahiplenmesi, yerli ve millî teknoloji hamlelerinin başına gelenlerin, inşallah devrin otomobilinde tekrarlanmayacağının en büyük ispatıdır” diye konuştu.

Uluslararası Sulara Açılacağız

Marmaray bağlantısını yapıp, İzmir’deki Teknoloji Üssüyle bütünleştirerek, Bilişim Vadisi’nin cazibesini artırmayı amaçladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Otomobili Projesi’nin burada şekillendirilmiş olması, doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Gerçekten gurur verici, ümit verici, her türlü takdire layık bir çalışmanın gerçekleştirildiğini gördük. İnşallah, aynı azim ve kararlılıkla devam edilerek, belirlenen tarihte üretime de geçilecektir, 2022'nin sonunda seri üretim. Bursa’daki fabrika, Gemlik'te, Silahlı Kuvvetlerimize ait 4 milyon metrekarelik bir alanın bir milyon metrekaresini sadece Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'na tahsis ettik. Şimdi süratle fabrikamızı orada yapacak ve oradan uluslararası sulara açılma imkanımız olacak çünkü aynı zamanda limanı da orada rahatlıkla yapabilme imkanımız var.” dedi.

Siparişleri Almaya Başladık

Projede yer alan herkesin gecesini gündüzüne katarak aynı amaç uğrunda emek verdiğini belirten Erdoğan, "Milletimiz de Türkiye’nin Otomobili'ne tüm kalbiyle sahip çıkmıştır. Başta şahsım olmak üzere, siparişleri de almaya başladık. Devrim otomobilinin önünü kestiler ama inşallah 'Devrin Otomobili'nin önünü kesemeyecekler." ifadelerini kullandı.

"TÜBİTAK ve TÜBA’nın Birikimi, Türkiye'nin Birikimidir"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tören’de yaptığı konuşmada TÜBİTAK ve TÜBA'dan ödül alan 57 akademisyeni kutlayarak, Türkiye'nin yeni başarı hikayesinin katma değerli üretim, teknoloji ve bilimle yazılacağını söyledi. Bakanlık olarak çalışmaları hızlandırdıklarına dikkati çeken Varank, sanayici, girişimci, üniversite ve bilim insanlarıyla birlikte hazırladıkları 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisiyle Türkiye'yi yeni teknolojilerin üreticisi yapacaklarını, bu vizyona "Milli Teknoloji Hamlesi" dediklerini ifade etti. 

Varank, üretimde ve ihracatta teknolojinin payını artırmayı, küresel markalar oluşturmayı ve değeri milyar doları aşan genç firmaların Türkiye’nin başarılarını dünyaya duyurmasını istediklerini vurgulayarak, "Atacağımız her adım, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendirecek. Özgün ve yenilikçi teknolojileri geliştirip, küresel rekabet yarışında üst sıraların daimi bir oyuncusu olacağız. Bunun için gerekli her türlü altyapıya sahibiz." diye konuştu. 

Bakan Varank, 17 senede sıfırdan bir Ar-Ge ekosistemi kurduklarına işaret ederek, TÜBİTAK, KOSGEB, kalkınma ajansları ve yatırım teşvikleriyle "Milli Teknoloji Hamlesi"ni hayata geçirecek tüm girişimcilerin yanında olduklarını dile getirdi. 

"Sanayi Doktora Programında 120 İş Birliği Projesine Destek"

Nitelikli, çalışkan ve dinamik insan kaynağının önemini vurgulayan Varank, insan kaynağının geliştirilmesine yönelik başlatılan projelerden bahsetti. 

Bunlardan ilkinin Sanayi Doktora Programı olduğunu ve yetişmiş akademik kadroları sanayiye entegre ettiklerini aktaran Varank, "Geçen sene başlattığımız bu uygulama oldukça yoğun talep gördü. 33 üniversitenin 77 firmayla yaptığı 120 farklı iş birliği projesini destekleyeceğiz. Doktora öğrencilerine mezun olduktan sonra da 3 yıl boyunca istihdam desteği sağlayacağız." dedi. 

"Üniversiteleri Çarpık İdeolojilerine Arka Bahçe Yapmak İsteyenlere Aldırmadık"

Varank, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'na da değinerek, şöyle devam etti: "Programı açıklarken şunu söyledik, Türkiye’yi dünyanın her yerinden üst düzey araştırmacılar için çekim merkezi haline getireceğiz. Biz bunu söylediğimizde inanmayanlar, hatta dalga geçenler oldu. Türkiye'ye kim döner dediler. Ama biz, bilimi, üniversiteleri çarpık ideolojilerine arka bahçe yapmak isteyenlere aldırmadık. Nasıl ki gülün kıymetini en iyi bülbül, altının ayarını en iyi sarraf bilirse, ilerlemenin ve kalkınmanın dertlisi bir yönetim olarak bilim insanlarımızın değerini de en iyi biz biliriz dedik. Bu ülkede, bilim insanlarına şimdiye kadar verilmeyen destekleri veren, gösterilmeyen ilgi ve hürmeti gösteren bir iktidar olarak bu programı başlattık."

Ulusal Lider Araştırmacılar Programı Başlatılıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla yurt dışından gelenlerin yanı sıra halihazırda Türkiye'de çalışmalarını yürüten başarılı araştırmacıları da unutmadıklarını dile getiren Varank, "Onlar için de benzer şekilde Ulusal Lider Araştırmacılar Programı'nı başlatıyoruz. Bu programın çağrısına ocak ayında çıkacağız." diye konuştu. 

"2023'e Kadar 500 Bin Yazılımcı Yetiştirme Hedefi"

Varank, yazılımın önem verdikleri bir diğer konu olduğunu, bunun için teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla yakın iş birliği içerisinde olduklarını anlattı. 

Açık Kaynak Platformunu kurduklarını anımsatan Varank, "Yerli açık kaynak çözümleri geliştirerek dışa bağımlılığı azaltacak, tasarrufları artıracak ve olası siber güvenlik saldırılarını bertaraf edeceğiz. Bu platform 2023'e kadar en az 500 bin yazılımcı yetiştirme hedefimizde de etkili olacak." dedi. 

Varank, çocukları ve gençleri ihmal etmediklerini vurgulayarak, çocukların enerjilerini bilime ve teknolojiye yönlendirmeleri için Bilim Merkezleri ve Deneyap Teknoloji Atölyeleri'ni kurduklarını, "geleceğin teknoloji yıldızları"nın bu merkezlerden çıkacağını dile getirdi. 

Bilimsel başarının geliştirilmesi, topluma yayılması ve bilim temelli bir gelecek için çalışmaların hızla devam ettiğini aktaran Varank, Bilimler Akademisinin bilim eğitimi, kök hücre, gıda ve enerji gibi alanlarda faaliyetlerini sürdürdüğünü, Akademinin bu sene merhum Fuat Sezgin adına pek çok faaliyet gerçekleştirildiğini anlattı. 

Varank, TÜBİTAK ile milli ve özgün teknolojileri desteklediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Yılın 10 ayında, özel sektörün 3 bin 72, akademinin 1110 Ar-Ge projesine kaynak sağladık. Ayrıca 5 bin 180 bilim insanı farklı desteklerimizden faydalandı. TÜBİTAK enstitüleri de kritik teknolojilerin geliştirilmesinde önemli bir rol üstleniyor. Geliştirilen Ar-Ge tabanlı ürünler, sanayimiz tarafından ticarileştiriliyor. Buradan altını çizerek ifade etmek istiyorum ki TÜBİTAK ve TÜBA’nın birikimi, Türkiye'nin birikimidir. Bu güzide kurumlarımızın verdiği desteklerle Türkiye, özellikle savunma sanayisinde, küresel güçlere geri adım attırabilen bir ülke haline geldi. Şimdi sırada, gösterdiğimiz bu başarıyı tüm teknoloji alanlarına yaymak var."

Türkiye'nin bilimsel birikiminin bir sonucu olan Türkiye'nin Otomobili'ni tüm dünyaya tanıttıklarını hatırlatan Varank, "Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve liderliğiyle gerçekleşen bu adımı milletimizin hasretle beklediğini, gördüğümüz ilgiden de anlayabiliyoruz." dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Fuat Sezgin'in 5 ciltlik "İslam'da Bilim ve Teknik" eseriyle, Bilim Teknik Dergisi’nin 1990 yılı ağustos sayısını hediye etti.

Dergide Jeoloji Yüksek Mühendisi Yüksel Önem'in Kanal İstanbul'a ilişkin bir makalesi olduğunu ifade eden Varank, Makalenin son paragrafını okuyarak, "İstanbul Kanalı, şimdilik şüphesiz bir hayaldir ama insanoğlu tarih boyunca hep gönlündeki büyük hayallere erişmek savaşını vermemiş midir? Bu da onlardan biridir işte." ifadelerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hediye takdiminin ardından, "Buradan hareketle 94'te İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman Kanal İstanbul projesi üzerinde çalışmaya başladım ve o dönemden itibaren şu anda da Sayın Binali Yıldırım'la birlikte kendisi Ulaştırma Bakanı olduğunda süratle dedik ki 'Kanal İstanbul'u hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.

Makaleyi okuduklarında "Biz demek ki doğru istikametteyiz, o zaman bunu yapmamız lazım." dediklerini söyleyen Erdoğan, "İstanbullulara defaatle bu projeyi takdim ettim, ekranlarda takdim ettim. Ne yazık ki hala anlamayanlar, anlamak istemeyenler var. Bunu birinci köprüde, ikide, üçte, Marmaray'da, Avrasya Tüneli'nde, Osmangazi Köprüsü'nde yaptılar, yaptılar, yaptılar hepsinde yaptılar. Biz artık isteseler de istemeseler de Kanal İstanbul'u yapacağız." diye konuştu.

Erdoğan, Kanal İstanbul yapılırken iki modern akıllı şehir inşa edileceğini dile getirerek, "İki yolumuz var ya yap-işlet-devret ile yapacağız veyahut da milli bütçeyle yapacağız, Türkiye bunu yapmaya zaten kendisi de muktedirdir ama yap-işlet-devret ile olursa bizim için çok daha iyi olur. Olmadı milli bütçeyle bunu yapmamız mümkün. Çünkü her ikisinde de şu anda elimizde imkanlar var, hayırlı olsun."  ifadelerini kullandı.

TÜBA ve TÜBİTAK Ödülü alan bilim insanlarına başarı dilekleriyle konuşmasına başlayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Marifet iltifata tabidir” özdeyişinin yansıması olarak, bilim insanlarına verilen önem ve desteğin farkında olduklarını dile getirdi. 

TÜBA Ödülleri’nin himayeye alınmış olmasının ve TÜBA Şeref Üyesi Merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına 2019 yılının “Fuat Sezgin Yılı” olarak ilan edilmiş olmasının bu önem ve desteğin en güzel nişanesi olduğunu dile getiren Şeker, “Medeniyetimizin bilim tarihine yapmış olduğu katkıların maalesef bilinçli / bilinçsiz şekilde üstü örtülmüş ve bilimsel mirasımız uzun yıllar görmezden gelinmiştir. Fakat bugün birçok bilim disiplinin kuruluşuna ve gelişmesine öncülük etmiş, temel bilim kavramlarının oluşturulmasına ve insanlığın refahı için uygulama alanına taşınmasına, atalarımızın ve kadim medeniyetimizin katkısının üst düzeyde olduğunu biliyoruz. Zira gençlerimizin uzun süre yurtdışında, gurbette yaşamak zorunda kalan değerli merhum hocamız Fuat Sezgin’in hayatını ve eserlerini tanımaları, rol model olarak kendi hayatlarına yansıtmaları ve kadim medeniyetimizin bilime katkısını öğrenerek özgüven sahibi olmaları bu tür bilimsel etkinlikler ile mümkün olmaktadır. Zaten Akademinin varlık gayesi de bilimi sevdirme ve bilim insanlarını çalışmalarından dolayı onurlandırmaktır. Bilimsel araştırmaya ayrılan fonlardaki artış sayesinde, gençlerimizin bilimsel çalışmalara özendirilmesi, ülkemizin refah seviyesinin yükseltilmesi ve yüksek makamlarının liderliğinde oluşturulmuş olan Cumhuriyetimizin 100. Yılı vizyonu ile 2053 ve 2071 hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi ancak yetiştirilecek nitelikli insan gücümüz ve genç bilim insanlarımızın çaba ve gayretleriyle mümkün olacaktır. Küresel rekabetin ve çıkar ilişkilerinin üst düzey olduğu günümüzde her toplum kendi stratejisine göre bilimsel, teknolojik ve ticari faaliyetlerini öncelemekte ve teşvik etmektedir. Bizler de insanlığa, bilimsel üretimde daha iyisini, daha güzelini ve verimlisini sunma konusunda alternatif özel çözümler üretmeliyiz. Bu çabanın paradigma değişimi gerektirdiğini ve bilimin Avrupa merkezcilikten çıkarılarak insanlığın ortak mirası olarak görülmesi, emeğe ve insana saygılı bir bilim kültürü oluşturulması sorumluluğunun bilincindeyiz.” dedi.

Son yıllarda sağlanan imkânların Türkiye’nin bilimsel araştırma altyapısı ve proje desteklerinin bilim insanlarına dünya ile rekabet etme şansı sunduğunu vurgulayan Prof. Şeker, bilime ve insana yapılan yatırımların dönüşünün kısa süre içinde ortaya çıkmayacağını; sabırla, sebatla bir yandan bilimsel çalışmalara ve desteğe devam ederken, aynı zamanda gelecek için genç bilim insanlarını da yetiştirmenin bir mecburiyet olduğundan bahsetti.

Tam bağımsız bir Türkiye için milli ve yerel değerlerden beslenen daha fazla üretim ve insan odaklı çalışmalara yönelik hepimize ayrı ayrı görevler düştüğüne işaret eden Prof. Şeker “Bu sorumluluğun bilincinde olarak ülkemizin bilimsel üretimini ve kalitesini artırmak üzere çaba sarf ettiğimizi belirtmek isterim. TÜBA olarak muadilimiz bilim akademileri ve uluslararası çatı kuruluşlar ile G20 bünyesindeki Science 20 ve World Science Forum gibi bilimsel platformalara üst düzey katılımlar sağlayarak insanlığın ortak sorunlarına yönelik çözüm üretme amaçlı uluslararası bilim diplomasisi ve bilim kültürüne yönelik çabalara ülkemiz adına katkı sunuyoruz. Bu ödüller TÜBA’nın multi-disipliner zenginliğinin bir yansıması ve TÜBA üyesi seçkin bilim insanlarımızın bilimsel anlamda öncülüğünün, özgünlüğünün ve kalitesinin göstergesidir.” dedi.

Hızlı teknolojik değişim süreçleri, bilişim devrimi, yapay zeka alanındaki gelişmeler insanoğlu için sunduğu fırsatlar kadar riskler de içermektedir. Bu gelişmeler insanın yalnızlaşması, bireysel ve sosyokültürel sorunlarının derinleşmesini beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Muzaffer Şeker “Bilim insanları olarak bizlerin görevi; temel insan haklarının korunması, eğitimde fırsat eşitliğinin gözetilmesi, düşüncelerin özgürce ifade edilmesi ve bireyin güvenliğinin sağlanması olmalıdır. Ayrıca doğal kaynakların etkin kullanımı, küresel eşitsizlikler, sağlıklı ve dengeli beslenme, biyoçeşitliliğin korunması, iklim değişikliği ve çevre kirliliğine karşı önlemler bilim dünyasının ana gündemini oluşturmalıdır. Bilim insanı sorumluluğu, çağın bu kronikleşmiş sorunlarına sadece entelektüel bir fantezi olarak yaklaşmak yerine bilimsel çözümler üretilmesini gerektirmektedir.” dedi.

Hedef: Daha Fazla Değer Üreten, Daha Adil Paylaşan, Daha Güçlü ve Müreffeh Türkiye

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ödül töreninde yaptığı konuşmasında 11. Kalkınma Planı'nın temel ekseninde yer alan "daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye" hedefine ancak bilim temelli yüksek teknoloji üreten ve geliştiren ülke ile ulaşılacağını bildirdi.

TÜBİTAK olarak geleceğe yönelik temel stratejilerini, araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik ekosisteminde ulusal hedeflere odaklanan, nitelikli bilgi ve nitelikli insan üzerine kurguladıklarını anlatan Mandal, tüm süreçleri girdi değil, çıktı ve daha da önemlisi etki odaklı planladıklarını ve uygulamaya başladıklarını söyledi.

Türkiye'nin savunma sanayindeki ve cuma günü ön gösterimi yapılan yerli elektrikli otomobildeki başarısını diğer yüksek teknoloji alanlarında yaygınlaştırmak üzere Uluslararası Lider Araştırmacılar Programlarını başlattıklarını dile getiren Mandal, bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Bu yıl pek çok ilki başarıyla gerçekleştirdiklerini dile getiren Mandal, "Çığır açıcı bilimsel atılımlarla Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinde ve teknoloji odaklı dönüşümünde öncü kurum olmak üzere ülkemizin 2023 yılı ve ötesine ilişkin hedeflerini gerçekleştirmede tüm gayretimizle çalışmaya önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bilim insanlarına yönelik desteklerin taçlandığı sürecin, TÜBİTAK ödülleri olduğunu belirten Mandal, 54 yıldır verilen ödüller kapsamında 175 Bilim Ödülü, 87 Hizmet Ödülü, 509 Teşvik Ödülü, 17 Özel Ödül ve bu yıla mahsus olmak üzere verilen Prof. Dr. Fuat Sezgin Bilim Tarihi Ödülü ile birlikte toplam 789 bilim insanının ödüllendirdiği bilgisini verdi.

Konuşmaların ardından TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Program, fotoğraf çekimiyle sona erdi.

TÜBİTAK 2019 Yılı Bilim Ödülleri 
  • Temel bilimler alanında Prof. Dr. Ahmet Gül,
  • Mühendislik bilimleri alanında Prof. Dr. Erdal Arıkan,
  • Sağlık bilimleri alanında Prof. Dr. Kazim Şahin,
  • Sosyal bilimler alanında Prof. Dr. Syeda Arzu Wasti
Teşvik Ödülü
  • Temel bilimler alanında Doç. Dr. Uğur Bozkaya,
  • Mühendislik bilimleri alanında Dr. Öğr. Üyesi Emine Ülkü Sarıtaş Çukur ve Doç. Dr. Alper Uzun,
  • Sağlık bilimleri alanında Doç. Dr. Uğur Canpolat, Prof. Dr. Güliz Nigar Güncü ve Doç. Dr. Nurhan Özlü Sıcakkan,
  • Sosyal bilimler alanında Prof. Dr. Yavuz Akbulut, Doç. Dr. Şener Aktürk, Doç. Dr. Gül Günaydın, Doç. Dr. Ferdane Nükhet Harmancıoğlu Gür ve Doç. Dr. Ayşenur Büyükgöze Kavas
Fuat Sezgin Ödülleri

Bu sene bir defaya mahsus verilen 2019 Yılı TÜBİTAK Prof. Dr. Fuat Sezgin Bilim Tarihi Ödülü'ne ise Ankara Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Kahya layık görüldü.

TÜBA Ödülleri
  • Sosyal ve Beşeri Bilimler Kategorisinde Kanada McGill Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faiz Jamil Ragep,
  • Fen ve Mühendislik Bilimleri Kategorisinde ABD Duke Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adrian Bejan.
Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları Ödülü
  • TÜBA Fuat Sezgin Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü - Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekiner,
  • TÜBA Fuat Sezgin Bireysel Özel Ödülü - İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu,
  • TÜBA Fuat Sezgin Hizmet Özel Ödülü -Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Bir,
  • TÜBA Fuat Sezgin Eser Ödülü - Türk Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan TDV İslam Ansiklopedisi
  • TÜBA Fuat Sezgin Kurumsal Özel Ödülü - İstanbul Cezeri Müzesi  
Bilimsel Telif Eser Ödülü

TÜBA tarafından doğa, mühendislik, sağlık ve sosyal bilimler alanlarında 28 bilim insanına "Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü" ve 6 bilim insanına "Bilimsel Telif Eser Ödülü" verildi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor