17-20 Ekim tarihleri arasında Antalya Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen InterFresh Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik İhtisas Fuarı içerisinde bir zirve gerçekleştiren BASUSAD (Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği ), sektör hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Detaylar
Dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerden birisi olan kuraklık, son yıllarda etkisini iyiden iyiye gösterirken bu sorun suyun doğrudan kullanım alanlarına da yansıyor. Tarımda suyun etkin ve yeterli bir şekilde kullanılması, doğal kaynaklardan aynı oranda yararlanmayı gerektiriyor. Bilindiği gibi ülkemizde kullanılan suyun 75% i tarımda tüketiliyor.
17-20 Ekim tarihleri arasında Antalya Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen InterFresh Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik İhtisas Fuarı içerisinde bir zirve gerçekleştiren BASUSAD (Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği ), sektör hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Fuarı kapsamında BASUSAD tarafından düzenlenen ‘’Modern Sulamanın Ülke Ekonomisine Katkıları ‘’ paneli ve ‘’Türkiye’de Tarımsal Sulama Nasıl Desteklenmeli? çalıştayında birçok önemli başlık konuşuldu.
Zirvede bir konuşma gerçekleştiren BASUSAD Yönetim Kurulu Başkanı H.Arkın Demir, Türkiye’de toplam sulanabilir arazinin 8 milyon hektar civarında olduğunu ve bu arazinin 5,5-6 milyon civarında sulanabilme imkânına sahip olduğunu belirterek; sulamadaki en büyük problemin, yüzde 75-80 oranında salma(vahşi) sulama denilen yöntemle yapılması olduğunu ve bu yöntemin de su kaynaklarını verimsiz bir şekilde kullanılmasına mal olduğunu iletti.
Ülkemizde hala tarlaya verilen suyun 90-95% oranında etkin kullanıldığı damla sulama yöntemi kullanımının 9-10 % oranında olduğunu oysa ülkemizin 60 ülkeye ihracat yapan basınçlı sulama sisteleri üreticilerinin bulunduğunu iletti. Eğer gerekli özel sektör ve devlet kurumlarının işbirliği olması halinde, kısa zamanda basınçlı sulamanın 30-40% çıkabileceğini, bu durumda yem bitkileri, pamuk ve ayçiçeği ithalatı için ödenen 2-3 Milyar doların ülkemizde kalacağını belirtti.
Kuru tarımla sulu tarım arasında FAO rakamlarına göre 5-7 kara arası katma değer yaratıldığını ve istihdama katkının 4 kat olduğunu ileten Demir, hem Ziraat Bankasının faizsiz kredilerindeki limitlerin kaldırılmasını hem de Kırsal Destekleme Fonundaki hibelerin 800 milyon TL ye getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da vahşi sulama için tahminen her yıl 5 milyar kw elektriğin sulama için boşuna tüketildiğini, oysa aynı para ile her yıl 100.000 hektar alanın basınçlı sulamaya açılabileceğini iletti. ‘’Biz balık misali af ve bedava elektrik vereceğimize olta gibi basınçlı sulama sistemi versek ne terör kalır nede işsizlik, Batı’daki abonelerde ek ödemelerden kurtulur’’ dedi. Ülkemizde sürdürebilir tarım için acil önlem alınması gerektiğini belirtip, İç Anadolu’da 100.000 izinsiz kuyunun acilen kontrol altına alınıp, yalnız damla sulama kullananlara izin verilmesini, örneğin şeker pancarında 70 % su tasarrufunun hemen uygulanabileceğini, bu sayede gelecek nesillere de aktarmamız gereken yeraltı sularının korunacağını ifade etti ve Kayseri ve Konya da gerçekleştirilen başarılı basınçlı sulama örnekleri paylaştı.
Antalya’da gerçekleştirilen zirveye, Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, Ziraat Bankası Tarım Politikaları Bl. Başkanı Ferhat Pişmaf ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil katılım sağlayarak sektör ve politikalar hakkında önemli bildirimlerde bulundular.Tüm konuşmacıların ortak görüşü, basınçlı sulama sistemlerinin yaygın ve sürdürülebilir hale gelmesi kanısı oldu.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.