Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, bilginin üretildiği üniversitelerin patent konusunda ciddi bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Detaylar haberimizde..
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, bilginin üretildiği üniversitelerin patent konusunda ciddi bir potansiyele sahip olduğunu belirterek "Üniversite yönetimlerinde sınai mülkiyet haklarına yönelik farkındalık artışı, akademik yükselme kriterlerinde patent başvurularının etkili olması, sınai mülkiyetle ilgili derslerin açılması ve yüksek lisans programlarının kurulmaya başlaması ile TTO’ların sayısındaki artış da patent sayılarının yükselişinde etkili olmuştur” dedi.
2011 yılından beri devam eden “Üniversitelerde Sınai Mülkiyet Bilgisinin Yaygınlaştırılması Projesi” kapsamında yaptıkları çalışmaları anlatan Habip Asan, “Ülke çapında tüm üniversitelerimizde patent konusunda senato sunumları yaptık, farkındalık seminerleri, patent randevu sistemi uygulaması, eğiticilerin eğitimi, üniversiteler arası patent yarışması gibi pek çok etkinlik düzenledik ve düzenlemeye de devam ediyoruz. Hâlihazırda birçok üniversite, teknopark ve teknokentte, ihtiyaç sahiplerine sınai mülkiyet konusunda gerekli bilgi ve doküman desteğini sağlamak üzere TÜRKPATENT Bilgi ve Doküman Birimlerimiz bulunmaktadır. Tüm bu çalışmalar üniversite patentlerinin sayısının artmasına katkı sağlamaktadır” dedi.
Üniversitelerdeki patent sayılarının artışına değinen Asan, “Üniversite yönetimlerinde sınai mülkiyet haklarına yönelik farkındalık artışının, akademik yükselme kriterlerinde patent başvurularının etkili olmasının, sınai mülkiyetle ilgili derslerin açılmasının, yüksek lisans programlarının kurulmaya başlamasının ve TTO’ların sayısındaki artışın da üniversitelerdeki patent sayılarının yükselen grafiğine etkisi olmuştur” dedi.
“Patent Verilme Süreçleri Basitleştirildi”
Üniversite patentlerindeki artışın önümüzdeki yıllarda daha da belirgin hale geleceğini belirten Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren yeni Sınai Mülkiyet Kanunumuz ile daha nitelikli bir sınai mülkiyet yapısına geçiş yapıldı. Patent verilme süreçleri basitleştirildi, üniversite buluşlarında hak sahipliğine ilişkin yeni düzenlemeler yapılarak elde edilecek ticari gelirin en az üçte birinin akademisyene verilmesi koşuluyla hak sahipliği üniversiteye verildi” dedi.
“Buluşlar Yükseköğretim Kurumu Bütçesine Öz Gelir Olarak Kaydedilecek”
Üniversitelerde yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde ortaya daha nitelikli, katma değeri yüksek buluşların çıkmasının beklendiğini dile getiren Asan, “Bu buluşların ticarileşmesiyle elde edilen gelirin yükseköğretim kurumu hissesi, yükseköğretim kurumu bütçesine öz gelir olarak kaydedilecektir. Böylece, başta bilimsel araştırmalar olmak üzere yükseköğretim kurumunun ihtiyaçları için kullanılacak bir kaynak yaratılmış olacaktır. Bu kaynaklar ise tekrar yeni buluşlar için Ar-Ge çalışmalarına yönlendirilebilecektir. Bu sayede üniversitelerden üretilen buluş sayısının her geçen gün artmasını sağlayacak bir döngü oluşturulabilir” dedi.
“Buluşların Ticarileştirilmesi Daha Kolay Olacak”
Sanayici ve üniversite iş birliklerini için önerilerde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “Sanayicileri ve üniversiteleri buluşturacak fuarlar, seminerler, teknoloji pazarları ve çalıştaylar düzenlenebilir. TTO’lar, Teknoparklar ve Teknokentler sayesinde sanayicilerin ve üniversitelerin bir araya gelerek ileri teknoloji içeren Ar-Ge projelerinde işbirliği yapması ve daha nitelikli buluşların ortaya çıkması sağlanabilir. Üniversite ve özel sektörün birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan bu buluşların ticarileşmesi daha kolay olacaktır.” dedi.
“Üniversiteler Bilginin Üretildiği En Önemli Merkezlerden Biri”
Türkiye’de üniversitelerde yapılan araştırmalar sonucu, ortaya çıkan yeniliklerin birçoğu için patent başvurusu yapılmadığını vurgulayan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “Bu durum düzeltilmesi gereken bir durum ve bu kapsamda konunun paydaşlarıyla önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Özellikle 2017 yılında yasalaşan Sınai Mülkiyet Kanunu ile bu alanda önemli düzenlemeler yapılmıştır. Üniversiteler bilginin üretildiği en önemli merkezlerden biridir ve patent başvuru yapma hususunda en zengin kaynaklardan biri olmalıdır. Bu bağlamda temel bilimler ve mühendislik alanlarında ortaya çıkan bilimsel ve akademik yayınlar, bu araştırmalar sonucu buluş potansiyeli olan kaynaklar olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla patent yayın oranında ciddi bir makas olduğu bilinmektedir, bu makasın kapanması için üniversitelerde gerekli çalışmalar yürütülmelidir” dedi.
Üniversite bünyesindeki araştırmacı sayısının patent hedefi açısından önemli bir parametre olduğunun altını çizen Asan, “Üniversitedeki araştırmacı başına düşen patent sayılarının yıllık bazda izlenmesi ve bu oranın sürekli olarak artırılması hedeflenmelidir. Üniversitelerde, özellikle yönetim kademesinde, sınai mülkiyet konusundaki politika ve hedefler, üniversitenin bu alandaki başarısında önemli bir rol oynamaktadır” dedi.
“Diğer Üniversitelere Örnek Teşkil Etmeli”
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın “sessiz devrim” sloganından yola çıkan İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin 53 programı ile Avrupa’dan akredite edilmiş Türkiye’nin tek yükseköğretim kurumu olması hakkında açıklamalarda da bulunan Asan şöyle konuştu: “İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin önem verdiği uluslararası akreditasyon konusu özellikle üniversitenin öğrencileri açısından önemli ve değerlidir. Akreditasyon elbette ki gençlerimizin eğitimlerine devam etmek için üniversite tercih ederken dikkate aldıkları kriterlerden birisidir. İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni diğer üniversitelerimize de örnek teşkil edecek olan akreditasyon konusundaki başarısından dolayı kutluyorum. Akreditasyon konusu üniversitelerde verilen eğitimin kalitesi ve standardı yönünden bir çeşit garanti gibi de değerlendirilebilir. Bu nedenle tüm üniversitelerimizin dikkatle üzerine eğilmesi gereken bir husus olduğunu düşünüyorum.”
“Sınai Mülkiyet Alanındaki Başarı Üniversite Yönetimi İle Alakalı”
2016 yılından beri yaptığı çalışmalarla toplamda 326 marka, patent ve faydalı modelin sahibi olarak Türkiye’nin en çok patent başvurusunda bulunan ilk 3 üniversitesi arasında yer alan İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin başarısını değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “Bir üniversitede sınai mülkiyet konusunda elde edilen başarının üniversite yönetiminin bu konuya ne derece önem verdiği ile alakalı olduğunu düşünüyorum. İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin sınai mülkiyet alanındaki başarısında, üniversite yönetiminin sınai mülkiyet konusundaki hassasiyetinin ve doğru yaklaşımının önemli bir payı olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.