Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), seçim yarışına katılan cumhurbaşkanı adayları ile partilerin seçim beyannamelerini mercek altına alarak girişimcilik özelinde Türkiye’ye neler vaat ettiklerini analiz etti. Detaylar haberimizde..
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), seçim yarışına katılan cumhurbaşkanı adayları ile partilerin seçim beyannamelerini mercek altına alarak girişimcilik özelinde Türkiye’ye neler vaat ettiklerini analiz etti.
Girişimciliğin geleceğin dünyasında bugüne göre çok daha önemli olacağının belirten TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, gençlerin hayal kurabileceği bir girişimcilik ikliminin yaratılması ve girişimcilikte katma değer ve verimlilik nosyonuna sahip olunmasıyla gerçek eko sistemin ortaya çıkarılacağını vurguladı. TÜGİAD tarafından açıklanan “çözüm odaklı girişimcilik destek modeli önerisi” siyasi partilerin girişimciliği daha somut ve bütünsel yaklaşım içinde ele almalarını ve Girişimcilik Bakanlığı’ nın kurulmasını talep ediyor.
Seçim Beyannamelerinde Girişimcilik
Seçim yarışına katılan partilerin seçim beyannameleri incelendiğinde,kavramsal olarak genç girişimci kavramının çok az kullanıldığı ve projeksiyonlarda genç girişimcilere pozitif bir ayrımcılık yapılmadığı anlaşılmaktadır. Kimi beyannamelerde “genç girişimci merkezleri” kurulacağı belirtilirken, genç girişimcilere finansal birtakım destekler verileceği belirtilmektedir. Zaten halihazırda var olan desteklerin ötesine geçemeyen bu önerilerin dışında beyannamelerde genç girişimci vizyonundan bahsetmek mümkün değildir.
Beyannamelerde, eğer yer verildiyse, genel hatları ile;
- Öğrencilere erken yaşta girişimcilik bilinci kazandırılması,
- Yabancı erken aşama fonlarını Türkiye’de ofis açtırarak veya ortaklıklar kurdurarak, yabancı kurumsal yatırımcıların Türkiye’de fonlara yatırım yapmalarının özendirilerek; kısaca uluslararası bağlantılar yoluyla girişimciliğin desteklenmesi,
- Girişimcilerin kurdukları şirketlere; çeşitli vergi, hibe, uygun koşullarda kredilerle destek olarak girişimciliğin yaygınlaştırılmaya çalışılması,
- İl bazında girişimcilik planları hazırlanarak, yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimleri desteklemek için bölgesel girişim sermayesi modeli hazırlanması,
- Kamu ve özel sektör kuruluşlarının yerli teknoloji girişimleri ile çalışmalarını teşvik ederek girişimcilerin erken aşamada müşteri bulmaları ve hızlı büyümelerini kolaylaştırıcı tedbirler alınması,
- Gençlerin tarım sektöründe, yüksek katma değerli tarımsal üretime özendirilmesi için girişim esaslı hibe desteklerinin yeniden düzenlenmesi,
- Girişimcilik faaliyetlerinin Kalkınma Bankası üzerinden desteklenmesi gibi, kim tarafından uygulanacağı belirli olmayan projeler taahhüt edilmiştir.
TÜGİAD'ın Siyasi Partilerden İstekleri Var
TÜGİAD olarak seçim beyannamelerini incelediğimizde, girişimciliğin halen ekonominin alt başlıklarından biri olarak ele alındığı ve öncelik sıralamasında hak ettiği yeri alamadığı sonucunu çıkarmaktayız. Türkiye olarak artık kağıt üzerinde kalan, raflarda eskiyen strateji belgeleri yerine,girişimcilik eko sistemini kuracak ciddi ve radikal adımları atmamız gerekmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu Türkiye’deki kişiliğin şekillendiği ve seçimlerin yapıldığı ilk gençlik yılları olarak tanımlanabilecek 15-18 yaş aralığındaki gençlerimizin sadece %8’i ileride kendi işini kurmayı hayal etmektedir. Hayal kuramayan hiçbir bireyin girişimci olamayacağı gerçeği Türkiye’deki genç girişimci oranının %3,2 olması ile karşımıza doğrudan çıkmaktadır. Bu noktada Türkiye’nin kendi dinamiklerine, normlarına uygun modelleri tasarlaması gerekmektedir. Bu noktada bize özgü girişimcilik eko sistemini hayata geçirecek ve aynı zamanda teknoloji odaklı girişimci nesillerin eğitiminde de rol oynayacak “Girişimcilik Bakanlığına” Türkiye olarak ihtiyacımız vardır.
Özellikle teknolojik girişimcilik ile ilgili tüm teşvik, destek çalışmalarını bir çatı altından yönlendirecek; eğitim müfredatı ile ilgili çalışmalar yaparak, tecrübe ve bilgileri Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaşacak;stratejik sektörleri belirleyip sürekli güncelleyecek bu yapı “girişimcilik eko sistemini” tesis etmeye yönelik en ciddi adım olacaktır. Ülkemiz ekonomisini, gelişmiş ekonomiler düzeyine ulaştırarak geleceğe taşıyacak,sihirli ve yegane kelime olan ‘yazılım’ konusunda, tüm toplumu harekete geçirecek ve bununla ilgili çok mütevazi bütçelerle tüm ülkede çeşitli yazılım konularında uzmanlar yetişmesinin önünü açacaktır.
Ayrıca, girişimcilik eko sistemi oluşturma misyonu ile birlikte, bu faaliyetlerde ihtiyaç duyulacak olan dünyada yeni beliren mesleklerin gençlere tanıtımı ve bu konuda kariyer yönlendirme gibi konularda faaliyet göstererek,Türk Gençlerinin dijital dünya ve yeni ekonomiye adaptasyonunu mümkün kılacak bu yapının önemi gün geçtikçe artmaktadır. TÜGİAD olarak Türk kamu idaresinin yeni baştan dizayn edileceği ve Bakanlıkların sayısının ve yapısının değiştirileceği bu dönemin, “Girişimcilik Bakanlığının” hayata geçirilmesi için en uygun zaman olduğunu düşünüyoruz.
TÜGİAD'ın Çözüm Odaklı Bir Model Önerisi de Var
Türkiye’de girişimciliğin desteklenmesine yönelik tüm teşviklerin gözden geçirilerek 2 aşamalı bir model çerçevesinde revize edilmesini öneriyoruz:
Girişim aşamasında (pre-seed, seed, earlystage) “katma değer”
Girişim sonrasında (mature) “verimlilik” göz önünde bulundurularak girişimcilik teşvikleri tahsis edilmelidir.
Katma Değer ve Verimlilik
Proje aşamasından erken aşamaya kadar olan süreçte verilecek destekler,proje sonucunda yaratılacak katma değere odaklanmalıdır. Söz konusu katma değer artışının çoğunlukla inovasyonla gerçekleştiği görülmektedir. Yapılan analizler ışığında, yenilikçilik desteklerinin bir bütün olarak firmanın hem yurtiçi satışları üzerinde hem de ihracat üzerinde pozitif etki yarattığı tespit edilmiştir. Yeni kurulan bir işletmeye verilen desteğin başarı kriteri;öngörülen takvimde yaratılacak olan katma değer olmalıdır. Firma katma değerli bir üretimle ciro performansı elde ettiği durumda başarılı sayılmalıdır.
Bu kapsamda KOBİ’lerin, Güney Kore örneğinde olduğu gibi,teknolojik rekabet düzeyi ve katma değer yaratma potansiyellerine göre sertifikalandırılması gerekmektedir. Belirlenen kriterlere sahip ve bu sertifikayı alabilen, bununla birlikte muhakkak “küresel pazara açılma potansiyeli olan” KOBİ’lerin kamusal desteklere öncelikli erişimi mümkün kılınmalıdır.
Belirli bir ciro büyüklüğüne ulaşmış firmalarda, kamu desteklerine erişimin kriteri değişecektir. Ciro artışından ziyade verimlilik artışına odaklanmak gerekmektedir. Zira Fransa, Hindistan, İsveç, Avusturya, Portekiz,Singapur, Japonya destek uygulamalarının tamamında ön plana çıkan unsur verimliliktir. Verimlilikten ihracata giden hareketin yönü, destek modelinin tasarımında verimliliğin önemini ortaya koymaktadır. Fransa örneğinde;desteklerin, destek öncesi verimli olan firmalara yönlendirilmesinin önemi net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Portekiz uygulaması ise, destek verilecek firmaların seçiminde firmanın yalnızca ihracat yoğunluğu değil aynı zamanda rekabetçiliğine odaklanmak gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu noktalardan hareketle, kaynak dağılımındaki etkinliği arttıracak ve maksimum etkiyi ortaya çıkaracak bir destek modeli için, destek alacak firmaların verimlilik esasına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Desteklerin verimli firmalara yönlendirilmesi, destekten yararlanmak isteyen firmaların verimliliği göz önünde bulundurmalarını sağlayacaktır.
Singapur’daki SİPİ (Singapour Inovatioanand Productivity Center) benzeri bir yapı ile firmaların verimlilikler takip edilmeli ve desteklerden yararlanmak için gerekli verimlilik kriterleri bu merkez üzerinden belirlenmelidir.
TÜGİAD kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.