Teknolojiyle Güçlenen Kadın Girişimcilerden Örnek Başarılar!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, İTÜ ARI Teknokent bünyesinde teknolojisini geliştiren girişimci kadınlar başarı dolu hikayelerini paylaştı. Detaylar haberimizde..

Türkiye'de yüzde 29 olan kadınların iş gücüne katılım oranı her geçen gün artıyor. İTÜ ARI Teknokent’te ise kadın çalışan sayısı 2018 yılı itibari ile yüzde 28. Ülkemizin girişimcilik ve inovasyon odağında yer alan İTÜ ARI Teknokent bünyesinde teknolojilerini geliştiren girişimci kadınların başarılarını duyurmaya devam ediyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Teknokentli girişimci kadınlar ilham veren, başarılarla dolu hikayelerini paylaştı. 

Aslı Elif Tanuğur: “Kadın Girişimciler Risk Almaktan Çekinmemeli”

Oğlunun yaşadığı bağışıklık sorununu çözmek için propolis ve arı sütü ile tanışan SBS Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur, bu ürünleri tüm annelere ulaştırma hayaliyle girişimcilik macerasına başladı. Tanuğur, “Propolisin ülkemizde üretilmediğini ve Çin’den geldiğini öğrenince öncelikle oğlum için kendim üretmeye karar verdim. 6 ay kendi ürettiğim propolis özütü ve arı sütünü kullandım. Türkiye’de daha önce üretilmeyen propolisi yine Türkiye’de ilk kez “Sözleşmeli Arıcılık” modeli ile üretmek ve proses yöntemini geliştirerek insan tüketimine uygun hale getirmek için SBS’yi kurdum” dedi.

Tanuğur, “Ürünlerimizi kovandan sofraya prensibiyle üretiyoruz. Bu ürünleri online olarak tüm Amerika’ya ulaştırıyoruz. Distribütörler aracılığıyla ise New York, Boston, Florida ve New Jersey gibi bölgelere dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Amerika’da toplam 200 satış noktasına ulaştık. Ayrıca kendi web sitemize ek olarak; Amazon, Wallmart gibi e-ticaret sitelerinde varız. Bunun yanı sıra Kore, Almanya, Hollanda, Suudi Arabistan ve Pakistan’a ürünlerimizi ihraç ediyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana ulusal ve uluslararası toplamda 12 farklı ödüle layık görüldük. Türkiye’de yerli üretimini başlattığımız Anadolu propolisini dünyaya tanıtma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

Girişimci kadınlara tavsiyelerde bulunan Tanuğur, “Kadınlarımız her şeyden önce kendilerine inanmalı, arzu etmeli, çok çalışmalı ve risk almaktan çekinmemeli. İnsan bir işi gerçekten isteyerek, inanarak yaparsa ve emek verirse başarmaması için hiçbir sebep yok” dedi.

Başak Süer: “Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesi İçin Elini Taşın Altına Koymalı”

Kullanılmayan herhangi bir eşyayı TOG, TEGV, Tohum Otizm, TOÇEV ve Koruncuk gibi sivil toplum kuruluşlarına bağış yapmak için verilmesini sağlayan sosyal girişim Givin’in Kurucu Ortağı Başak Süer, sosyal bir girişim hayata geçirmek için yola çıktı. Girişimcilik hikayesini aktaran Süer, “Her türlü eşyanın ya da deneyimin bağış karşılığında verildiği, alışverişlerin bağışa dönüştüğü bir platform oluşturalım istedik. 2017 Nisan ayında Givin’i hayata geçirdik. Şu an toplam kitlemiz 30 bin kişiye yaklaştı. Kayıtlı kullanıcımız ise 16 binin üstünde. Uygulamada yaklaşık 10 aydan bugüne, geliri bağışlanmak üzere yaklaşık 250 bin TL’lik ürün listelenmesi gerçekleşti. 68 bin liranın üstünde de bağış işlemi gerçekleşmesini sağladık. Bizi en çok sevindiren rakam Türkiye’deki bağış ortalamasına yaptığımız etki. Normalde karşılıksız para verilerek yapılan ortalama bağış tutarı 70 lirayken, Givin’de kullanıcılar ortalama 280 liralık ürün listelemesi gerçekleştiriyor. 2017 yılında App Store’un ‘en sevdiği 20 uygulamadan biri’ olduk” diye konuştu.

Kadın girişimcilerin desteklenmesi gerektiğini belirten Süer, “Kadın girişimci hikayelerini; başka kadınlara, genç kızlara, kız çocuklarına ilham olması açısından çok değerli buluyorum. Özellikle kadınları hedefleyen kurumların ellerini güçlü bir şekilde kadın girişimciliğini desteklemek için taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Buse Berber Örçen: “Kadın Girişimciler Hemen Harekete Geçsin”

Üniversitede biyoloji bölümünde okurken yaptığı firma ziyaretlerinde ürünlerin hızlı bozulmasının büyük bir sorun olduğunu gören Buse Berber Örçen, taze meyve ve sebzelerin raf ömrünü arttıran doğal koruyucu üretmek üzere harekete geçti. 2014 yılında Nanomik’i kuran Örçen, “Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü’nün yayınladığı raporlara göre her yıl 2,5 milyar tonun üzerinde taze meyve sebze üretiliyor. Bunun minimum yüzde 25’ini küflenme sebebiyle israf ediyoruz. Ürünleri küflenmeye karşı koruyabilmek için hem hasat öncesi hem de hasat sonrasında çok sayıda kimyasal koruyucu kullanılıyor. Ancak bu kimyasallar uzun süre maruz kalındığında ciddi sağlık problemlerine yol açıyor. Geliştirdiğimiz Myco-X isimli patentli koruyucu ise; ürünlerin raf ömrünü uzatan, probiyotik ve bitkisel etkenlerden oluşan yüzde 100 doğal bir formülasyona sahip ve insan sağlığına dost bir ürün” dedi. Örçen, “Ürünümüzün kullanımı yıllık taze meyve ve sebze üretiminin yüzde 5’ine ulaştığında, ülke ekonomisine yılda 5 milyar liralık katkı sağlayacağız” dedi.

Türkiye’de kadın girişimciliği artırmaya destek ve teşviklerin çok faydalı olduğunun altını çizen Örçen, “Bu teşviklerin önemli bir getirisi olarak kadın girişimci sayısı gün geçtikçe artıyor. Kadın girişimcilere tavsiyem; azimli ve hırslılarsa, yapmak istedikleri işe inanıyorlarsa hiç vakit kaybetmesinler. Hemen harekete geçsinler” diye konuştu.

Pınar Akalın: “Girişimci Olmak İsteyen Kadınlar Öncelikle Kurmak İstedikleri İşi Hayal Etmeli”

2009 yılında kurulan Sentromer DNA Teknolojileri sentetik oligonükleotit ve hızlı tanı kitleri geliştirip üretiyor. Kimyasal senteze dayanan sentetik DNA üretimlerinin genetik alanında çalışan araştırmacılar için sipariş üzerine yapıldığını kaydeden Pınar Akalın, “Test ürünlerimiz sağlık ve gıda sektörlerinde DNA tespiti yoluyla hassas ve hızlı sonuç verilmesini sağlıyor. Bu ürünleri destekleyen DNA ekstraksiyon kitleri ve diğer reagentlar da müşterilerimizin laboratuvarlarında kullandığı ve yurt dışı yerine yerel bir firmadan almayı tercih ettikleri diğer ürünler arasında. Ar-Ge çalışmaları süren biyosensör ürünümüz ise son tüketiciye yönelik bir hızlı test aleti” dedi. Sentromer DNA Teknolojileri olarak kuruldukları ilk yıllardan beri gördükleri ilgi ve takdirle hem tanınırlıklarının hem de ekibinin motivasyonunun arttığını belirten Akalın, “2012-2017 yılları arasında, Teknogirişim, Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teknoparklar Zirvesi’nde ‘En Başarılı Kuluçka Firma’ ve ‘KOSGEB Başarılı KOBİ’ ödüllerinin yanı sıra çok değerli ‘Kadın Girişimci’ ödüllerine layık görüldüm. 2011 yılında KAGİDER, Garanti Bankası, Ekonomist Dergisi ‘Yılın Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi’, 2017 İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde ‘Yılın Kadın Girişimcisi’ ve birkaç ay önce Cumhurbaşkanımız’dan İş’te Kadın Zirvesi’nde ‘Kadın Girişimci' ödülünü aldım” şeklinde konuştu.

Girişimci ve iş sahibi olmanın insanın hayatında büründüğü en önemli rollerden biri haline geldiğini vurgulayan Akalın, girişimci olmak isteyen kadınlara ilk olarak bilgi ve becerileri dahilinde nasıl bir iş kurmak istediklerini hayal etmelerini öneriyor. Bu iş; zamanlarını özel hayatlarıyla dengeleyebilecek, her sabah yataktan kalkacak motivasyonu sağlayacak, iyi günde kötü günde sürdürecek hevesi ve heyecanı muhafaza edecek türden olmalı diyen Akalın, “kadınlar hayalini kurdukları iş için iyi bir iş planı ve tasarım yapmalı, kısa ve uzun vade hedefler belirlemeliler” dedi.

Haberimizi kadın girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yazar Emine Cin Ertaş Hakkında

Sinop Üniversitesi İstatistik Bölümü mezunu Emine Cin Ertaş, İstanbul Ticaret Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nde "Geri dönüşüm ekonomisi" üzerine tezli yüksek lisans yaptı. Ocak 2014 ile Ocak 2020 tarihleri arasında Girişim Haber'de Baş Editörlük yaptı. Ertaş, Şubat 2020'den bu yana Beykent Üniversitesi'nde Lojistik Bölümü Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor