İstanbul Dijital Kalkınma Platformu'nun birinci toplantısı Dijital Kalkınma Derneği'nin öncülüğünde Bilgi Ekonomisi Derneği ve Ekonomistler Derneği işbirliği ile gerçekleştirildi. Detaylar haberimizde..
İstanbul Dijital Kalkınma Platformu'nun birinci toplantısı Dijital Kalkınma Derneği'nin öncülüğünde Bilgi Ekonomisi Derneği ve Ekonomistler Derneği işbirliği ile gerçekleştirildi. T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu'nun vizyon konuşmasını yaptığı toplantıya 40'a yakın sivil toplum kuruluşunun başkanı, temsilcileri ve akademisyenler katıldı.
“Yerel Bir Dijital Kalkınma Modeli Hayata Geçirilmelidir”
Toplantının açılış konuşmalarını Dijital Kalkınma Derneği Başkanı Zekai Kıran, Ekonomistler Derneği Başkanı Dr. A. Oğuz Demir ve Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin yaptı.
Türkiye’nin dijital kalkınmasına öncülük etmek ve dijitalleşmenin ülke çapında yaygınlaşmasına katkı sağlamak için kurulduklarına dikkat çeken Dijital Kalkınma Derneği (DİJİKAD) Başkanı Zekai Kıran, “Başarılı insanların, üstün nitelikli insanların uygun ortamlarda bir araya getirilmesini hangi toplum, hangi millet organize ettiyse, bilim ve teknolojideki atılımı da onlar gerçekleştirdi. Bu anlayıştan hareketle birincisini düzenlediğimiz İstanbul Dijital Kalkınma Platformu toplantısına katılan sivil toplum kuruluşlarına da bakıyor ve memnuniyetle görüyorum ki hepimiz bunun farkına varmış vaziyetteyiz ve hepimiz bu heyecanı taşıyoruz.” dedi. Cumhuriyet'in ilk yıllarından bu yana süregelen konvansiyonel kalkınma anlayışımızı, en acil şekilde 'Dijital Kalkınma' anlayışıyla ciddi bir zihinsel dönüşümden geçirmemiz gerektiğine değinen DİJİKAD Başkanı Kıran, "Dijital çağın yarattığı ekonomik sistem, iş yapma yöntemleri, yönetişim ve yerelden başlayacak kalkınma noktasında yeni bir hikâye yaratmamızın zamanı gelmiştir. Kuruluşuna öncülük ettiğimiz İstanbul Dijital Kalkınma Platformu ile İstanbul'un rekabetçilik gücünü artıracak, dijital çağın gerektirdiği hız, esneklik ve verimlilikle harmanlayacak yerel bir dijital kalkınma modelinin hayata geçirilmesini çok önemsiyoruz. İstanbul'un bu alandaki rekabet üstünlüğü, Türkiye'nin de rekabette üst sıralara gelmesi demektir." dedi.
“Bölgenin Teknoloji Merkezi Olmak İmkansız Değil”
Yarının ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş, bilgi ekonomisini ve dijital yaşamı her açıdan ele alan, 360 derecelik bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu hatırlatan Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “Bizim de dijital yaşam altyapının tesisi, kaliteli dijital iş gücünün artırılması, teknik eğitimin güçlendirilmesi, KOBİ’lerin bu vizyon doğrultusunda dönüştürülmesi, dijital ortamda kişisel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması, şehirlerin ve kırsal bölgelerin ‘akıllı’ hale getirilmesi ve dijital servisler konusunda Türkiye'nin küresel statüsünü yükseltmemiz gerekmektedir. Hızla evrilen dijital ekonomide bölgesel liderlik koltuğunu kimseye kaptırmamamız gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz coğrafi bölgenin teknoloji merkezi olmak hiç de uzak bir ihtimal değildir.” dedi.
“Dijitalleşmede En Önemli Görev Üreticide”
“Dijitalleşmede en önemli görev üreticide, tüketici zaten hazır” diyen Ekonomistler Derneği Başkanı Dr. A. Oğuz Demir, "Şu anda insanoğlunun deneyimlediği en büyük teknoloji devrimlerinden biri ile karşı karşıyayız. Bilgi ve iletişim teknolojileri ile birlikte çok büyük ve yeni bir zenginlik oluşmakta. Dijital dönüşüm süreçleri yakın işbirliği ve bilgi paylaşımından geçmektedir. Üreticilerin yeni nesil dijitalleştirilmiş teknoloji, üretim verimliliğinde artış, daha iyi planlama ve tahminlerde bulunma, rekabet becerilerinde gelişme ve daha üstün finansal sürdürülebilirlik gibi yollarla performanslarını artırmaları mümkün. . Burada da en önemli görev üretimi geliştirmek, üreticilere uygun ortamları sağlamak, bürokratik engelleri ortadan kaldırmaktır. Aynı zamanda teknolojinin ruhuna uygun olarak süreçleri hızlandırmak gerekmektedir. " dedi.
“Acilen Sistem Problemimizi Çözmemiz Gerekiyor”
Bilgi ekonomisine geçişte bilim ve teknoloji politikalarına değinen T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu, Cumhuriyetin 100. yılına yaklaştığı şu süreçte dünyanın en önemli en güçlü ülkesi olması çabasında nerede bulunduğumuz ve nereye gitmek istediğimiz ve bulunduğumuz noktada karşılaştığımız sahip olduğumuz problemler nedir ve bunları aşmak için neler yapmamız gerektiğini anlattı.
"Bilgi Ekonomisine geçiş için kararlı adımlar atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz." diyen Kavranoğlu şöyle devam etti, "Devlet olarak ve bütün bir Türkiye toplumu olarak bunları yapmamız gerekiyor. Ulaştırmada, turizmde, sağlıkta attığımız gibi Bilgi Ekonomisine geçişte de kararlı adımları hep birlikte atmamız gerekiyor. Problemlerin çözümü tek başına daha fazla para ayırmak ile çözülemiyor. Parayı ayırsanız da nitelikli projeleri bulmak çok güç. Güzel ülkemizin, eski Türkiye’den devraldığı Bilim, Teknoloji, Üniversite, girişimci, sanayileşme, yatırım politikalarını yeni Türkiye hedefleri ile uyumlu bir şekilde yeniden oluşturuyoruz. Burada ben küçük adımlardan, teşvik paketleri açıklamaktan değil, bakışımızı kökünden değiştirmekten, yani paradigma değişikliğinden bahsediyorum. Biz bu paradigma değişikliklerini, turizmde, sağlıkta, ulaştırmada yaptık ve Türkiye bu konularda tereddütsüz çok büyük sıçramalar yaşadı. Eski Türkiye için o günün şartları ile biçilmiş olan elbise, yeni Türkiye’ye dar geliyor. Türkiye’nin acilen yeni bir elbiseye ihtiyacı var. Bu dönüşümü geciktirdiğimiz her gün bizi 2023 hedeflerinden uzaklaştırma tehlikesini birlikte getiriyor. Kısacası biz eski Türkiye’nin sistemini değiştiriyoruz. Çünkü kaynak problemimiz yok, eski Türkiye'den kalma sistem kaynaklı problemlerimiz var. Onları da her türlü iç-dış sorunlara rağmen çözmeye devam ediyoruz."
Eski Türkiye'den kalma sistem problemlerine işaret eden ve yeni bir iklim ihtiyacına vurgu yapan Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, "Öyle bir iklim oluşturuyoruz ki parası olan, fikri olan koşarak güven içinde Türkiye’ye gelecek ve burada iş yapacak! Akıllı insanlar gelip vatandaşımız olmak için sıraya girecekler. Devlet öncelikli gördüğü stratejik konularda sipariş vererek sektörlerin oluşmasını/gelişmesini temin edecek. Devlet stratejik ve öncelikli konularda özel sektör ile yarışmayan, temel araştırmalar yapan, güçlü araştırma merkezleri kuracak. Kısacası, Devlet ve kamu ekonomide oyuncu olmayacak, kural koyucu, adil hakem ve denetleyici konumda olacak. Üniversite sistemini yenileyecek, dünyanın en iyi bilim adamı ve öğrencilerini çekecek. Devlet, Bilim, Teknoloji ve Üniversite Politikaları oluşturulmasını siyasi olarak en üst düzeye çekecek ve bürokrasiyi politika belirlemekten uzaklaştıracak. Bu geçişleri de işleri aksatmadan tereyağından kıl çeker gibi yapacağız. Siz değerli sivil toplum kuruluşlarımızın, akademisyenlerin ve sektör temsilcilerinin de bize katkılarını her daim bekliyoruz." dedi.
Toplantıya katılan sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve temsilcileri de söz alarak sorularını sordular, görüşlerini söylediler. Bildirisinin daha sonra yayımlanacağı toplantıya Dijital Kalkınma Derneği, Bilgi Ekonomisi Derneği, Ekonomistler Derneği öncülük ederken, Mobil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MOBİLSİAD), Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 Derneği (Digit4Turkey), Dijital Dönüşüm Derneği, Bilişim Medyası Derneği, Gelecekhane, Sağlık Bilişim Derneği, Social Maker Hareketi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İTÜ Kültürel A.Ş., 4M Teknoloji katıldı.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.