Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ETİ Şirketleri Onursal Başkanı ve ETİ Makine Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Kanatlı, Türkiye iş dünyasının yetiştirdiği en önemli isimlerden biriydi. Detaylar haberimizde..
Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ETİ Şirketleri Onursal Başkanı ve ETİ Makine Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Kanatlı, Türkiye iş dünyasının yetiştirdiği en önemli isimlerden biriydi.
Türkiye’de pek çok kuşak onun kurduğu ve dünya devlerine kafa tutar hale getirdiği ETİ şirketinin “Bir bilmecem var çocuklar” sloganı ile büyüdü. Ancak ETİ Şirketleri Onursal Başkanı ve ETİ Makine Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Kanatlı, bu uzun yıllar boyunca kamuoyunun önüne çıkmaktan, röportaj vermekten hep uzak durmayı tercih etti.
Fakat tam 17 yıl önce, Capital Dergisi için sessizliğini bozan ve Capital Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ebru Fırat’a konuşan Firuz Kanatlı, hayatını ve iş dünyasındaki planlarını anlatmıştı.
İşte o röportajdan çarpıcı bölümler:
“Gümülcine göçmeniyiz”
“Ailem Gümülcine göçmenidir. Cumhuriyet kurulduktan sonra Rumlarla yapılan mübadelede Türkiye’ye gelmişler. Gümülcine’de taşlı değirmenleri varmış. Eskişehir’e gelince aynı işi yapmaya karar vermişler ve taşlı değirmen ile işe başlamışlar. Ailem sanayici olabilmek için bir mücadele dönemi yaşamış.”
“Hayalim mimar olmaktı”
“Ben 1932’de Eskişehir’de doğdum. Üçüncü sınıftan sonra Galatasaray’a gittim. Hayallerimde mimar olmak vardı, fakat ailemin arzusunu takip ederek İsviçre Cenevre Üniversitesi’nde İşletme lisansı yaptım. Daha sonra babamın amcam ile ortak olduğu un fabrikasında çalışmaya başladım. Ancak orada istikbalim olmadığını gördüm. Küçük de olsa kendime ait bir işim olmasını arzu ediyordum. Babam çok büyük bir anlayış gösterdi, bana bir arsa ve bir miktar borç verdi. Sonra Sınai Kalkınma Bankası’ndan 300 bin liralık kredi aldım ve günde 3 ton bisküvi üreten bir fabrika kurdum.”
“Önce çok zarar ettik”
“1962 yılında üretime geçtiğimizde bisküviciliğin üretim ve mamul teknolojisi çok özeldi. Hiç de bilmediğim bir konu. Mevcut üreticiler bildiklerini sır gibi sakladığı için teknik destek de bulmamız söz konusu değil. Amerika ve Avrupa’dan iki kitap getirtmiştim. Takriben bir sene bu kitapları okuyup tercüme ettim. Sadece teori yeterli olmuyor, bir takım maceralar yaşayarak tecrübe kazandık. Bisküvi yapmayı öğreninceye kadar çok zarar ettik.”
“Şirketin ilk ismi ‘Bal’dı”
“İlk kurulurken ‘Bal’ ismini seçmiştik. Fakat bu ismin tecilli olduğunu gördük. Çok kötü duruma düştük. İsmin sahibine gittik. 20 bin lira istedi. Çok paraydı, veremedik. Üç dört tane isim tespit ettik. Tek tescilli Eti çıktı. Bundan sonra çok büyük bir ivme kazandık. ”
“Ülker’i çok başarılı buluyorum”
“Ülker’i çok başarılı buluyorum. Kurucusu Sabri Ülker’e çok büyük saygı duyuyorum. İki erkek kardeş Beşler Fabrikası’nda çalışıyorlarmış. Sabri Bey muhasebede çalışıyormuş. Sonra sıfırdan başlayıp böyle bir imparatorluk kurdular. Büyük yabancı firmaların hakim olduğu sektörlere cesaretle giriyorlar. Şanssızlığımız bu kadar büyük bir grubun esas rakibimiz olması. Ancak birbirimizin kuyusunu kazan iki firma değiliz.”
Capital kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.