İSO Başkanı Erdal Bahçıvan katıldığı Anadolu illeri ziyaretleri kapsamında Çanakkaleli duayen sanayici merhum İbrahim Bodur’un yarattığı Çan modelinin örnek alınması gerektiğine dikkat çekti. Detaylar haberimizde..
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi, her yıl düzenlediği geleneksel Anadolu illeri ziyaretleri kapsamında Çanakkale ilini ziyaret etti. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ile İSO Meclisi ve Meslek Komiteleri Üyeleri Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nı (ÇTSO) ziyaret ederek iş birliği fırsatlarını araştırdı.
ÇTSO Meclisi Başkanı Osman Okyay ve ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Çanakkale gezisinin ayrı bir anlam ve değere sahip olduğuna dikkat çekerek “Bir asır önce Çanakkale’de milletimiz istiklali için bir nesli kaybetti. Kurtuluş Savaşı’na eşlik eden milli ruh Çanakkale Savaşları’nda doğdu. Çanakkale Savaşları, Kurtuluş Savaşındaki direniş ve mücadelenin öncüsü. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu topraklar için hayatını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Bahçıvan konuşmasında, Türkiye’nin dünyanın gelişmiş 10 büyük ekonomisi arasında yer alması hedefinin kalkınmanın yurt geneline yayılmasıyla mümkün olacağını, İstanbul ile Çanakkale’nin her alanda yapacağı iş birliğinin de hedefe ulaşmaya katkı yapacağını vurguladı.
“Merhum Bodur’un Modeline Sahip Çıkmalıyız”
Türkiye’nin kalkınmasında, Çanakkaleli duayen sanayici merhum İbrahim Bodur’un yarattığı Çan modelinin örnek alınması gerektiğine dikkat çeken Bahçıvan, “Yıllarca Japon ve Güney Kore modellerini inceledik, onları Türkiye’ye nasıl uygularız diye düşündük. Oysa bir Çanakkale Çan modeli var. Sanayimizin ulu çınarı, Odamızın kuruluşunda büyük emeği geçen ve Meclis Başkanımız Zeynep Bodur Okyay’ın değerli babası merhum İbrahim Bodur’un üzerinde ot bitmeyen Çan’da yarattığı bir sanayi devi var. Rahmetli İbrahim Bodur’un yarattığı Çan modeline sahip çıkmalıyız. Türkiye genelinde böyle model oluştursak, manevi değerleri ve öz gelenekleri çağın gerekleriyle, bilimle ve eğitimle buluşturabilsek, başka bir model aramamıza gerek kalmaz.
Rahmetli İbrahim Bodur, bir ülkenin sanayileşmeden, bir değer yaratmadan, üretmeden, yalnız tüketmekle kalkınamayacağına, sanayinin sadece kişileri değil, bütün toplumu kalkındıracağına, ekonomik refahın yegane yolunun da sanayileşmek olduğuna yürekten inanmıştı” dedi.
Geçmişin Efsane Kenti Çanakkale, Geleceğin High-Tech Kenti Olabilir
İstanbul ile Çanakkale’nin kalkınma yolunda yaratacağı birlikteliğin, ekonomik refahın ülke genelinde dengeli paylaşımı kadar toplumsal barış ve huzur açısından da büyük bir önem taşıdığını belirten Bahçıvan, “Doğası, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, birikimli insanları ile Çanakkale değerli bir hazineye sahip. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan iki üç kapısından biri. Bu hazineden ülke olarak daha fazla yararlanmanın yolları geliştirilmeli. Çelik, çimento, seramik, deniz ürünleri ve tarıma dayalı gıda sanayiinin ön plana çıktığı Çanakkale, sanayicilere de önemli fırsatlar sunuyor. Dünyanın en uzun asma köprülerinden biri olarak temeli atılan projenin açılması ile Çanakkale, ulaştırma açısından Anadolu’yu Avrupa’ya bağlamada daha etkin bir rol üstlenecek. Çanakkale, İstanbul’dan çok önemli bir yük alır hale gelecek. Bu çok önemli bir şans. Beyaz yakalılar için mutlu yaşam için çok güçlü bir alternatif olacak. Bu kapsamda geçmişin efsaneler kenti Çanakkalemiz, sahip olduğu potansiyel ile geleceğin high-tech kenti de olabilir” dedi.
Üniversite-Sanayi İş Birliği İle Patentler Ticarileşiyor
Şehirlerin gelişmesinde üniversite-sanayi iş birliğinin de önemli bir şans olduğunu dile getiren Bahçıvan, şunları söyledi: “Dünyada zenginleşmenin yolu, bilim ve teknolojiden geçiyor. İSO olarak İstanbul’un köklü üniversiteleri ile birlikte oluşturduğumuz üniversite-sanayi modelinin tüm şehirlere örnek olması için çaba sarf ediyoruz. Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesinin ürettiği bilginin ekonomik değere dönüşmesinde Çanakkaleli iş insanlarının da büyük katkısı olacağına inanıyoruz. Örneğin patent konusu, iş birliği yapılacak alanların başında geliyor. Üniversitelerimizin patent konusuna önem vermesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu çabaya patentlerin ticarileşmesine aracılık ederek katkı yapıyoruz. İstanbul Üniversitesi’nin patent sahibi öğretim üyeleri ile sanayicilerimizi buluşturarak, bu konuda ilk adımı attık.”
“Çanakkale Küresel Barış Kenti ve Beşeri İnsan Kaynağı Olabilir”
İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay da “Çanakkale ruhunu siyasi, ekonomik ve beşeri hayatımızın kalbine yerleştirmeliyiz. Çanakkale’nin sanayinin yanında bambaşka rekabet avantajları da var. Bu kent, bir tarım ve turizm kenti olduğu kadar, küresel bir barış kenti ve bir beşeri insan kaynağı deposu olma potansiyeli taşıyor. Biz bu topraklarda büyümüş bir grup olarak bu bilinçle üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye gayret ediyoruz” dedi.
ÇTSO Meclisi Başkanı Osman Okyay da şunları söyledi: “Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için İstanbul’un yanına yeni cazibe merkezleri koyabilmesi gerekli. Çanakkale konumu, bağlantı noktası olması, tabiat özellikleri ve sosyo-ekonomik yapısıyla bölgenin cazibe merkezi olma potansiyeli en yüksek kenti. Çanakkale yeni tarım devriminin laboratuvarı olabilir. Yenilenebilir enerjide sadece üretici değil, tüm gelişmiş rüzgar türbini ve güneş panellerinin sanayicisi, yazılımcısı ve hatta tasarımcısı, kültür ve sağlık turizminin en önemli lokasyonlarından biri olabilir. Çanakkale, bir ileri eğitim merkezi haline gelip ülkenin üretken zeka ihtiyacını karşılayabilir.”
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.