İSO, Yüksek Katma Değerli Sektörler İçin Reformcu Teşvik Sistemini Önerdi!

Dünya çapında 114’ün üzerinde ülkede yaklaşık 170.000 gencin üyesi olduğu Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler Türkiye Derneği (JCI), 15-18 Haziran’da Finlandiya’da düzenlenen uluslararası konferansta Türk bayrağını dalgalandırdı. Detaylar haberimizde..

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi haziran ayı olağan toplantısı, “Üretim Ekonomisinin Temel Strateji Olduğu Yeni Döneme Girilirken Yatırımlar, İhracat ve Bölgesel İşbirliklerinin Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci konuk olarak katıldı.

Konuşmasında Hükümetin yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik açıkladığı önlem paketini sanayi sektörü olarak memnuniyetle karşıladıklarını belirten İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayinin ihtiyaç duyduğu yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili sektörlere dönüşümün de reformcu bir teşvik sistemi ile mümkün olacağına dikkat çekti.

Teşviklerle yalnızca yerli yatırımların değil, küresel krizden bu yana azalan doğrudan yabancı yatırımların da yeniden canlandırılması gerektiğinin altını çizen Bahçıvan, “Ekonomi yönetiminin reform iştahının ve istikrarlı bir ekonomiye yönelik kararlılığının devam etmesi ölçüsünde sanayicimizin ve üreticimizin yatırım iştahı canlanacak. Bütün bunlar Başbakanımız Binali Yıldırım’ın ‘Adeta yatırımcıların önüne bir turkuaz halı sereceğiz’ sözlerini destekliyor. Bu bağlamda, ülkemizi sahip olduğu büyük hedeflere kavuşturma mücadelesinde biz sanayiciler, her zamankinden daha fazla bir gayret ve özveriyle turkuaz halıya ayak basmak, turkuaz halı yolculuğunda Hükümetimizle beraber olmak istiyoruz” dedi.

Terzi Modeli Gibi Firma Bazlı Teşvik Olmalı

Bahçıvan, işaret ettiği reformcu teşvik sistemine ilişkin olarak “Bölge bazlı kalıplaşmış teşvikler yerine, adeta terzi modeli gibi, firmaların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, firma ve proje bazlı yeni bir modelin benimsenmesi önemli. Yeni teşvik modeli, ‘Turquality’ sisteminin uygulanış biçimine benzer şekilde kurgulanmalı. Hem projeye bağlı, hem denetlenebilir bir model oluşturulmalı. Bu değerlendirmede firmanın vizyonu, past performansı, insan kaynakları, yatırım anlayışı, maddi durumu ve ortaklık yapısı dikkate alınmalı” diye konuştu. Bahçıvan, dünya genelinde zenginlik idealinin reel ekonomi, üretim ve alın terinden uzaklaştığını belirterek “Maalesef üretimin yerine, sanal zenginliği koyan bir ekonomi anlayışının yaygın olduğu bir dönemdeyiz. Öyle ki dünyada 70 trilyon dolarlık bir ekonomiye karşılık, finans piyasalarının 700 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşması düşündürücü” dedi.

Atıl Makine Parkının Doğu Bölgelerine Taşınmasına Destek

Sanayicilerin Bakanlığı ilgilendiren konularda yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini sekiz başlık altında özetleyen Bahçıvan, şöyle konuştu: “İstanbul’da ve batı illerimizde atıl durumda bulunan makine parkının Güneydoğu ve Doğu bölgelerine yatırım amacıyla taşınması için destek talep ediyoruz. Böylece hem duran bir varlığı değerlendirerek ülkemizin kaynak israfının önüne geçeceğiz hem de o bölgeye sadece makine değil bilgi ve tecrübe de taşımış olacağız. Yerli alımlar sadece kamu alımları değil, yap-işlet-devret gibi kamunun etki alanında bulunan diğer satın almalarda da uygulanmalı. Doğu ve Güneydoğu’da dört ilimizin cazibe merkezi olması planlanırken, buradaki yatırımların kamu alımları üzerinden desteklenmesi önemli bir fikir. O bölgedeki yatırımlar için sürekli bir ihracat desteğinin sağlanması bu yatırımların gelişmesine katkı verecek.”

Eximbank Kredileri Teminat Mektupsuz Kullandırılmalı

Konuşmasında Türk Eximbank’ın Ekonomi Bakanlığı’na bağlanmasını değerlendiren Bahçıvan, “Türk Eximbank’ın orta-uzun vadeli kredileri daha da artırması, uygun faiz oranı ve kolay teminat koşulları ile kullandırmasına devam etmesi önem taşıyor. İstikrarlı ve sorunsuz bir şekilde ihracat yapan firmalar için teminat mektubu karşılığı kullandırılan Eximbank kredilerinin, artık belli bir yüzdesinin adeta bir past performans kriteri gibi değerlendirilerek teminat mektupsuz kullandırılması gerekiyor. Bu konuda Kredi Garanti Fonu kaynakları da devreye sokulabilir. Böyle bir fırsat ile firmalarımız çok yüklü teminat mektupları komisyonlarında tasarruf sağlayacağı gibi, boşa çıkacak limitler, giderek kısırlaşan banka kaynakları konusunda bir can suyu olacaktır” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yazar Emine Cin Ertaş Hakkında

Sinop Üniversitesi İstatistik Bölümü mezunu Emine Cin Ertaş, İstanbul Ticaret Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nde "Geri dönüşüm ekonomisi" üzerine tezli yüksek lisans yaptı. Ocak 2014 ile Ocak 2020 tarihleri arasında Girişim Haber'de Baş Editörlük yaptı. Ertaş, Şubat 2020'den bu yana Beykent Üniversitesi'nde Lojistik Bölümü Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor