“Gelişen Eskişehir Büyüyen Ekonomi” ilkesiyle hareket eden Eskişehir Ticaret Odası (ETO) bir ilke daha imza attı. “Eskişehir Ekonomi Kampı”nda iş dünyasının önde gelen isimleri ve ünlü akademisyenlerini buluşturan ETO, ekonominin manifestosunu çıkardı.
Detaylar haberimizde..
“Gelişen Eskişehir Büyüyen Ekonomi” ilkesiyle hareket eden Eskişehir Ticaret Odası (ETO) bir ilke daha imza attı. “Eskişehir Ekonomi Kampı”nda iş dünyasının önde gelen isimleri ve ünlü akademisyenlerini buluşturan ETO, ekonominin manifestosunu çıkardı.
Eskişehir Ticaret Odası’nın (ETO) bu yıl ilk kez düzenlediği Eskişehir Ekonomi Kampı’nda ekonominin manifestosu yeniden yazıldı. 8 Nisan 2016 Cuma günü Eskişehir Rixos Otel’de gerçekleşen Eskişehir Ekonomi Kampı kapsamında, Eskişehir başta olmak üzere bölgenin ve Türkiye ekonomisinin dünyadaki yeri ve geleceği ele alındı.
İş dünyasının önde gelen isimleri ve ünlü akademisyenleri buluştuğu kampta düzenlenen, Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ev sahipliğindeki panel ve çalıştaya; Oxford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, MOBİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, SARAR Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ve dünyanın en büyük e-ticaret sitesinin deneyimlerini paylaşmak üzere Alibaba.com E-Glober Müdürü Orkan Aytulun katıldı.
“Dünyanın en büyük 600 şehrinde 2 milyarın üzerinde insan yaşıyor”
Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerini belirten Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, “Dünya ticareti, bütün sıkıntılarına rağmen büyüyor. Zenginleşme bölge değiştirerek artıyor ve yeni ülkeler ekonomi arenasında söz sahibi oluyor. Hatta dünyada kentlerin rolü daha fazla önem kazanıyor. Dünyanın en büyük 600 şehrinde 2 milyarın üzerinde insan yaşıyor. Bunların yanı sıra dünyada orta sınıf büyüyor ve bu kitlenin alım gücü artıyor. Dünyada her yıl Türkiye nüfusunun 2 katı kadar insan orta sınıfa dahil oluyor. Çin, Hindistan, Pasifik ülkeleri üreten taraftan, tüketen tarafa da geçiyorlar. Orta sınıfta harcama yapan 2 milyar insan var. Ve harcadıkları miktar toplam 7 trilyon dolar civarında. İşte kentlerin ülkelerin başrol oyuncusu olduğu bir dünyada, Eskişehir’in gelişmesi ve ekonomisinin büyümesi için bir yol haritasının hazırlanması gerektiğini, bu yol haritasının da kamuoyuyla paylaşılarak bir seferberlik şeklinde dönüşümün yönetilmesi gerektiğini tespit ettik” diye belirtti.
“Eskişehir Türkiye’nin geleceğinde başrol oyuncusu olacak”
Sözlerine Eskişehir’in ülke ekonomisindeki yerine dikkat çekerek devam eden Güler; “Eskişehir 2023 yılında 5 milyar dolar ihracat hedefiyle, kişi başına düşen 14 bin dolar geliriyle Türkiye’nin geleceğinde başrol oyuncusudur. Bugün düzenlediğimiz Eskişehir Ekonomi Kampı’nda, Eskişehir’i nasıl dünya yıldızı yapabiliriz, marka değerini ne yaparsak artırabiliriz sorusuna cevap aradık. Yaptığımız panel ve çalıştay ile gelişen dünyada daha büyük bir Türkiye ve Eskişehir için neler yapılması gerektiğini akademisyenlerimiz ve önde gelen iş insanlarımız ile birlikte değerlendirdik. Çalıştayın sonucunda da Eskişehir başta olmak üzere, bölgenin ve Türkiye’nin ekonomisini değerlendiren bir manifesto çıkardık. İlkini gerçekleştirdiğimiz Eskişehir Ekonomi Kampı’nın ileriki yıllarda büyükelçiler, devlet adamları ve iş dünyasının temsilcilerinin de katılımı ile uluslararası bir organizasyon haline getirmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Manifesto Üç Ana Bölümüyle Dikkat Çekti
Eskişehir Ekonomi Kampı’nda kapsamında yazılan ekonomi manifestosu üç ana bölümden oluştu. Manifestonun ilk bölümünde dünya genelinde ekonomideki eğilimler tespit edildi. İkinci bölümde ise Türkiye’deki eğilimler tespit edilirken son bölümde Eskişehir’in başta Türkiye ve sonrasında dünyada markalaşması ve Türkiye’nin geleceğinde başrol oynayabilmesi için yol haritası çıkarıldı.
Sanayi 4.0 ve Yeni Nesil Teknolojiler Üretim Ekosistemini Kökten Değiştiriyor
Dünya genelinde ekonominin incelendiği bölümde; ABD'nin kaya gazı gibi enerji kaynaklarında ürettiği yeniliklerle, petrol ve türevlerinin kullanımındaki değişiklikle dünya ticaretinin de değişeceği dikkat çekti. Dijitalleşmenin dönüştürdüğü sanayiler ve ticaret yollarıyla birlikte iş yapış biçimlerinin geleceğin dinamiklerini tamamen değiştireceğinin altının çizildiği manifestoda, sanayi 4.0 ile birlikte üretim ekosisteminde yaşanan kökten değişimlerin özellikle insan kaynağı yapısında ve karakterinde yaşanacak büyük değişimlere karşı hazırlıklı olunması uyarısı yapıldı.
Mülkiyet ve Statü Anlayışı Tamamen Değişiyor
Manifestoda, sanayi sonrası toplumda mülkiyet ve statü anlayışı tamamen değişirken, teknoloji ve internetin girdiği alanların (sağır duvarlar, billboardlar, vb.) yeni birer pazar halini alacağı ifade edildi. Y Kuşağı’nın mülkiyet ve alışveriş alışkanlıklarındaki değişimi en doğru bir şekilde otomotiv sektöründe filo kiralama alanında görüldüğü belirtilirken, araç satışlarında, araç sahipliği oranının yüzde 25 iken, araç kiralama oranının yüzde 75’e ulaştığının ve kullanılmış araç ticaretinin internet ortamında gelişerek büyüyeceğinin altı çizildi.
Mülteci ve Terör Sorunu En Büyük Sorun
Manifestoda, küresel yoksullukla mücadeledeki zafiyetin beslediği mülteci ve terör sorununun önümüzdeki dönemde büyük bir risk arz ettiği belirtilirken, dünyadaki post-modern faşizmdeki yükselme ve medeniyetler çatışması riskinin, dünya ticaretinin güvenliği ve huzurunda büyük bir risk arz ettiği ifade edildi.
Türkiye İçin İhracatta Yeni Pazarlar Şart
Manifestoda Türkiye'nin enerji ithalatçısı, cari açığını yönetmek için finansal enstrümanları kullanan ve gençlerine güvenen bir ülke olduğu vurgulanırken, AR-GE temelli ve üniversite-sanayi odaklı proje çalışmalarına hız verilmesi gerektiği ifade edildi. Türkiye'nin yeni pazarlar ve yeni katma değerli ürünlere odaklanmasının önemi üzerinde durulurken, "Şirketler ve KOBİ’ler temelinde AR-GE politikaları üretilmeli" denildi.
Türkiye'nin yeni açmış olduğu Afrika ve Ortadoğu pazarlarıyla alternatif ihracat kanalları üretmişken, yaşanan sıkıntılarla birlikte Avrupa Birliği pazarının tekrar gündeme gelmesinin, ihracat karmasında bir model olarak kullanılması gerektiğinin bir göstergesi olduğu vurgulandı. Manifestoda ayrıca, yeni yatırımların Türkiye’ye gelebilmesi için hukuk ve yatırım güvenliği konusunda tatmin edici adımlar atılması beklendiğinin altı çizildi.
Otomotiv pazarının büyümesi için kişi başına düşen milli gelirin artırılması ve BRIC ülkelerinin cazibesi Türkiye’ye yatırım çekmek için AR-GE ve tasarım yetkinliğinin artması gerektiği belirtildi.
Eskişehir’in Dünya Arenasında Markalaşmasında 5 Adım
Manifesto’nun son bölümünde tüm tespitlerin ardından Eskişehir’in sadece Türkiye’nin değil dünya çapında kent markası yaratılması için, Eskişehir’in öne çıkan özellikleri çıkarıldı. Ve bu özelliklerden kentin markalaşması yolunda strateji belirlendi.
- Bursa, Bilecik, Eskişehir ve Ankara hattında uzanan bir hinterlantta, otomotiv, raylı sistemler, uçak endüstrisi, beyaz eşya, makine, tekstil ve turizm-eğlence parkları odaklı bir kümelenme modeline Eskişehir liderlik etmeli
- Sanayide kullandığı ve lider olduğu ileri teknolojiye dikkat çekilmeli
- Mevcut ve planlanan üniversitelerle birlikte kalifiye insan kaynağı sunduğu öne çıkarılmalı ve kentin algısı eğitim şehrinden sosyal şehir algısına genişletilmeli
- Yatırımlar için hala en büyük cazibe merkezi olduğu vurgulanmalı
- Kendine has ürünleri ve kültürel miraslarıyla kültürel turizmin yanı sıra sanat kenti olarak ön plana çıkarılmalı.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.