“Düşünme” üzerine binlerce yıldır hummalı bir şekilde çalışılıyor. “Yaratıcı düşünce” ise daha çok son elli yılda biraz da yakından ilgilenilen konulardan. Peki "Yaratcı düşünce" işletmeler için ne kadar önemli? Detaylar haberimizde..
“Düşünme” üzerine binlerce yıldır hummalı bir şekilde çalışılıyor. “Yaratıcı düşünce” ise daha çok son elli yılda biraz da yakından ilgilenilen konulardan.
İş dünyasında sadece “düşünmek” yetmez, ayrıca sizi öne geçirecek derecede yaratıcı düşünmek zorundasınız. Bu açıdan baktığınızda “düşünmek yürümekse, üst düzey düşünce becerilerin kazanılması ve yaratıcı düşünme” kısa mesafe koşuculuğuna benzetilebilir.
Nasıl kısa mesafe koşucuları, gerekli yöntemleri öğrendikten ve çok sayıda alıştırma yaptıktan sonra başarılı oluyorlarsa, “üst düzey düşünce becerilerin gelişmesi ve yaratıcı düşünme” için de yöntem ve alıştırmalar yapılması kaçınılmazdır.
Bu durum, bazı düşünürlerin ifade ettiği şekliyle aşamalı sınıflandırmayla ifade edilir ve bilgi düzeyinin üzerinde yer alan kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeylerindeki davranışlar “üst düzey düşünce becerileri ve yaratıcı düşünce” olarak kabul edilir.
Farklı düşünme ve yenilikçilik hemen her firmanın yarış içersinde olduğu bir konu. Bu anlamda firmanızda şu problemlerin tümünü ya da bir kısmını yaşıyor olabilirsiniz:
- Pazarın durumu pek iyiye gitmiyor, fiyatımızla savaş vermek zorundayız. Böyle giderse bu fiyatlarla rekabet edemeyiz!
- Büyük ulusal ve uluslararası aktörler pazarımıza hükmetmeye çalışıyor. Dolayısıyla maliyetlerimizi düşürüp daha verimli olmamızı sınırlayan faktörler var.
- İnovasyon yapmamızı engelleyen çeşitli unsurlar var. Geçmişin başarısı üzerine saplanıp kalmışız, gelecek için hazır değiliz.
- Kurum içi inovasyon kültüründen bolca konuşuyoruz, fakat nereden başlayacağımızı da bilmiyoruz!
- İnovasyon çok azımızın sorumluluğunda. İnovasyon konusunda eğitimler almamız şart.
- İnovasyona yatırım yapıyoruz, ama çok azının karşılığını alabiliyoruz. Fikirlerimiz yok değil, fakat bunların getirileri yeterli olmuyor, bazen de getirilerinin ne kadar olacağını ölçmek zor oluyor.
- Yeni ürün ve hizmetler geliştirmede iyiyiz, fakat bunlar genellikle pek çarpıcı ürünler/hizmetler olmuyor. Ve yapılan yatırımlarda boşa gidiyor.
Evet, soru listesi uzatılabilir. Bütün bunlar piyasadaki çeşitli büyüklükte ve farklı sektörlerde olan firmaların dert yandığı konulardan sadece birkaçı.
Kuruluşlar, hayatta kalabilmek için yeni fikirlere ihtiyaçları olduğunu bilirler. Kaliteyi iyileştirmek, döngü sürelerini azaltmak ve teknolojik açıdan rekabet avantajı yaratmak için yeni fikirlere ihtiyaçları vardır. Ama birçok şirket ortamı, kasıtlı olmasa da statükoyu koruyacak şekilde tasarlanmıştır; bu da, yeni fikirleri beslemek yerine onları maalesef öldürmektedir.
Firmaların yaratıcı olmaları için belli aşamalar vardır. Bunlar:
- İhtiyacın tespiti
- İhtiyaçla ilgili gerekli bilgiye ulaşma,
- Konuyla ilgili geniş vizyon,
- Çözüm üzerinde hayal gücünü kullanma,
- Hayallerin projelere dönüşebilmesi,
- Projelerin ürüne ve/veya hizmete dönüşebilmesi
Yaratıcı olmak isteyen firmalar yeni fikirler üretilmesini sağlayıcı ortamlar oluşturmalıdırlar. Bunlar, fiziki ortamın farklılaştırılması, ortamda koku kullanılması, farklı müzik ve mekân içersinde kullanılacak değişik görüntüler şeklinde olabilir.
Yaratıcılık konusunda çalışmalar yapan Bentley’nin, yaratıcılığı geliştirmek için önerdiği teknikler şöyledir:
- Cisimleri ve kavramları kullanmak,
- Risk almak,
- Etrafta dolaşmak,
- Afacan olmak, içinizdeki çocuğu açığa çıkarmak,
- Transformasyon yoluyla bakış açısını değiştirmek,
- İlişkilendirmek, karşılaştırmak ve birleştirmek,
- Verileri sindirmeyi öğrenmek,
- İyi tarafı nedir? Ve Peki ya şöyle olsa... Sorularını sormayı öğrenmek,
- Tasarı yeteneğini kullanarak düşünceleri genişletmek ve daraltmak,
- Ya olaylar farklı bir sırayla gerçekleşseydi? Sorusunu sormayı öğrenmek
Bent ley, devamla şöyle demektedir: Bu teknik kolayca kişiselleştirilebilir. Bazı insanlar en sevdiği kelimelerden bir “alışveriş listesi” oluştururlar. (hayaller, dalgalar, dans etmek, kayak yapmak, yelken açmak, bulutlar, süzülmek gibi). Daha sonra bu kelimeleri günlük hayatta karşılaştıkları problemlerle rast gele ilişkilendirerek, problemlere çözüm ararlar. Bazı insanlar da benzer bir tekniği, yaratıcılıklarını geliştirdiğine inandıkları eşyaları bir kutuda toplayarak (örneğin en sevdikleri resimler, yaratıcı makaleler, karikatürler, ilginç deyişler gibi) ve daha sonra bu eşyalara belli problemlerle uğraşırken göz atmak yoluyla uygularlar.
Yaratıcılık becerilerini geliştirmeyen firmaları yakın gelecekte bekleyen zorluklardan bazıları:
- Mesleki bilgiler edilir edinilmez eskiyecekler. İnsanların mesleki bilgileri daha önce hiç olmadığı hızda eskiyecek.
- Çoğu meslek devamlı tekrar eğitim ve yapılanma gerektirecek. İşle ilgili teknolojilerde hızlı değişiklikler hemen hemen her çalışanın iş eğitiminden geçmesini gerektirecek. Herhangi bir anda üretici gücün önemli kısmı iş için yeniden eğitim programlarında olacak.
- Yakın gelecekte kariyerler ve kariyerlere hazırlayan okulların sayısı artarken daha ilkokul çağında çocuğun hangi mesleğe hazırlanmasına yönelik yatkınlık analizleri yapılacak. Bugünkü gibi herkesin üniversite okuma konusu böylelikle aşılmış olacak. Fakat iş dünyasının istediği kalibrasyonda ara eleman konusunun çözümüne daha zaman var.
- Çoğu öğrenci basitçe iş hayatına atılmaktansa stratejik zekâ, girişimcilik ve sürdürülebilir işler gibi alanları incelemeye başlayacaklar. Bu durumda bir çok sektöre yönelik nitelikli eleman sıkıntısını besleyen bir durum olarak karşımıza çıkacak.