Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre önümüzdeki 10 yıl içersinde piyasada olacak ürünlerin yüzde 80’inin henüz üretilmediği belirtilmekte. Araştırma, her sektördeki faal piyasa aktörlerine çok önemli mesajlar veriyor.
Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre önümüzdeki 10 yıl içersinde piyasada olacak ürünlerin yüzde 80’inin henüz üretilmediği belirtilmekte. Araştırma teknik olarak, 10 yıl önce piyasada bulunan ürün sayısının hesap edilmesi, bugünkü sayının bulunması ve de matematiksel olarak 10 yıl sonraki sayıya ulaşılmasıyla sonuçlara ulaşmış.
Bu rakamsal gerçek, her sektör içersinde faaliyette bulunan piyasa aktörlerine önemli mesajlar vermektedir. Öncelikle her sektör kolunda binlerce ürünün piyasaya girecek olması gibi bir durum söz konusu. Ama aynı zamanda yine her sektörde yüzlerce ürünün de piyasadan çekilecek olması gerçeği göz ardı edilmemeli.
Bu araştırmanın verdiği mesajlara dayanarak üç soru soralım:
- Bu ürünleri kimler üretecek?
- Bir sektör kolunu baz alırsak, bu sektör kolunda üretilecek ürünler hangi aktörler tarafından piyasaya çıkartılacak? Bu durumdan siz ne kadar etkileneceksiniz?
- Siz bu işin neresinde olacaksınız?
Bu sorulara net cevaplar verebilen firmalar, diğerlerine göre daha avantajlı olacak. Firmaların şuna karar vermekte gecikmemeleri gerekir: Piyasada kendi branşlarında yapılacak değişimlerin bizzat icra edenleri mi olacaklar yoksa bunları yapanların arkasından gidenler mi?
Eğer yenilikleri yapanların peşinden gidenler arasında olacaklarsa ömürleri çok uzun olmayacak. Çünkü taklit edenler her zaman daha aza razı olmak zorunda kalacaklar. O zaman daha bugünden 10 yıl sonrası için bir planlama yapmak ve piyasayı sürükleyen firmalar arasına girmeye doğru hareket etmek gerekir. Bunun için bir firmanın öncelikle karar vermesi gereklidir.
Evet, Karar Vermek
Karar her şeyin başıdır. Tüm çalışmalar alınacak bu karardan sonra gelir. Fakat alınacak karar üzerinde ciddi olarak durmak ve uygulamak gerekir. Biraz zorlanıldığında karardan dönmek veya alınan kararı gevşetmek en büyük risklerden biridir.
Firmalar karar almıyor değiller; fakat aldıkları kararların peşinden gitmek gibi bir problemleri var. Dünyada en başarılı firmaların ortak özelliklerinden bir tanesi aldıkları stratejik kararların peşinden ciddiyetle gitmeleridir. Hiçbir zorluk onların bu kararlarından dönmesine sebep olamamaktadır. Bunun sebebi ise firmanın uzun vadeli projeksiyonlarında aranmalı.
Hangi ürün veya ürün grupları üzerinde değişim zamanı gelmiştir?
Firmalar öncelikle kendi sektörlerinde çıkması muhtemel ürünler üzerinde çalışmaya başlamalı. Hangi ürün veya ürün grupları üzerinde değişim zamanı gelmiştir? Bu firma tarafından araştırılmalı ve kullanıcılar üzerinden bu sorunun cevabının ön frekansları alınmaya çalışılmalı.
İnovasyon prosesinde önce inovasyon sinyalleri alınır. Yani firma piyasadan sinyal toplar. Nerede, ne tür bir beklenti olduğunu bu sinyallerden anlamaya çalışır. Daha sonra birden fazla sinyalin içinden kendi becerilerine uygun olan sinyali bulmaya çalışır. Uygunluğu, firmanın ona her anlamda yatkın olması, alt yapısının ona hazır olması demektir.
En uygun sinyali belirledikten sonra artık bunun piyasa diline dönüştürülmesi aşamasına gelinmiştir. Burada çok acele edilmemesi gerekir. Çünkü alınan sinyaller içinde en uygun olan sinyal belki piyasanın henüz hazır olmadığı bir aşamadır. Veya bu aşamaya sıcak bakmayabilir. İşte bu riskleri absorbe etmek için demo bir ürün üzerinde çalışmak ve ürün çıkmış gibi piyasada bir ön çalışma yapmak gerekir.
Burada eğer patent veya faydalı ürün başvurusu yapılacak bir üründen bahsediyorsak, bu başvuru mutlaka ihmal edilmeden yapılmalı. Ülkemizde TÜBİTAK ve TTGV (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) bu konularda destek vermektedir. Yapacağınız yenilik eğer bir patent özelliği içermiyorsa o zaman piyasada kabul gördüğü an çarçabuk taklit edileceğini de bilmemiz gerekir. Bunun için piyasaya çıkar çıkmaz hızlı bir şekilde gerekli tedbirleri almakta gecikmeyelim.
Piyasaya sunulan demo ürünün dönüşlerinin iyi analiz edilmesi ve sonrasında ürünün üretilip üretilmeyeceğine karar verilmesi gerekir. Bu analiz esnasında farklı kanallarda PR yapma imkânı varsa mutlaka yapılmalı ve analiz verileri artırılmalı. Elimizde ne kadar veri olursa işimiz o kadar garanti olur. Unutmayalım, her işte artık veri birinci derecede hayat kurtaran şeydir.
Haberimizi inovasyona önem veren girişimci ve yatırımcılarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.