İnovasyon Ne Zaman Herkesin İşi Haline Gelir?

Çeşitli iş modelleriyle birlikte artık milyonlarca insan şirketlerin inovasyon süreçlerinde yer alıyorlar. Çünkü artık tükettikleri ürünler üzerinde söz sahibi olmak isteyen bir tüketici kitlesiyle karşı karşıyayız. Peki firmalar inovasyonu herkesin işi haline getirmek için neler yapabilirler?

Gerek firma ve gerekse kurumlarda karşılaşılan yaygın anlayışlardan birisi, inovasyonun sadece Ar-ge ya da pazarlama birimlerinin görevi olarak algılanmasıdır. 

Bu tutum çalışanların ve inovasyon sürecine katılımı öngörülen diğer kesimlerin önünde bir engel olarak durmaktadır. 

Aslında herkesin kendi unvanının yanında bir de inovasyon yapma misyonu, şapkası olmak zorundadır. Çünkü inovasyon, bir birimin ve/veya belli kişilerin değil, top yekûn kurumun işi olmak zorundadır. 

Dolayısıyla kurum içinde herkesin inovasyonu görevi olarak benimsediği ve faaliyetlere katkıda bulunduğu bir inovasyon organizasyonu ve kültürü oluşturmak oldukça önemlidir. 

İnovasyon herkesin işi haline gelmedikçe firmaların ve dolayısıyla ülkemizin inovasyon ekosistemini yaratması söz konusu bile olamaz.

Artık çalışanların ve hatta toplumun her bireyinin değişime ayak uydurabilenin ve yenilikler konusunda üretken olanının tercih sebebi olduğu dönemlerden geçiyoruz. İster kendi işimizi yapıyor olalım ister başkası için çalışıyor olalım iş hayatında zirveye ilerlemek için işimize yenilik katmalı ve inovasyon zihniyeti, becerisi ve araçları konusunda uzmanlaşmak zorundayız. 

Büyüyen firmaların karakterini incelediğimizde, inovasyonun herkesin işi haline getirildiği modeller ürettiklerini görüyoruz.

Berkeley Profesörlerinden Henry Chesbrough tarafından yazılan açık inovasyon kitabında bahsettiği üzere büyüyen firmaların ürünlerinin %50 lik kısmının şirket içinden ilgisi olmayan kişilerden ve de şirket dışından gelen fikirlerle hayata geçirdiğinden bahsetmektedir.

Çeşitli iş modelleriyle birlikte artık milyonlarca insan şirketlerin inovasyon süreçlerinde yer alıyor ve bunu severek yapıyorlar. Çünkü artık tükettikleri ürünler üzerinde söz sahibi olmak isteyen bir tüketici kitlesiyle karşı karşıyayız. Bu akım markaların tüketicileriyle ortak faaliyet alanlarını artırmalarını gerektiriyor.

Firmalar İnovasyonu Herkesin İşi Haline Getirmek İçin Neler Yapabilir?

- Çalışanlarınıza kazancınızdan vermeye başlayın

İşletmenizin kârından birazını çalışanlarınızla paylaşabilirsiniz. Gelecekte hedeflediğiniz her ne ise, çalışanlarınızın da o hedefi tam anlamıyla sahiplenmesini sağlayabilirsiniz.

Japonya bu konuda oldukça ileri anlayışları geliştirmiş bir ülkedir.

Çalışanların belli oranda firmaya ortak edildiği modeller söz konusudur ve Japon mucizesinin ateşleyici unsurlarından birisini bu uygulama oluşturmaktadır.  

- İlgili konuların çözümüne yönelik olarak binlerce insanın oluşturduğu toplulukların kolektif zekâsını kullanın 

Öncelikle kurumunuzun kendi iç dinamikleriyle çözemediği yada hakkında çalışılmasını istediğiniz bir konu belirliyorsunuz ve sonrasında bunu uzman yada ilgili kişilerden oluşan bir topluluğa açık çağrı davetiyesi şeklinde online olarak duyuruyorsunuz. Örneğin dışarıdan fikir istediğiniz online bir topluluk kurun ve onlardan sorun alanına yönelik çözümler üretmelerini isteyin. Dünyada birçok firma bu yöntemi uygulamaktadır.

Aslında bu konsept daha 18. yy’ a kadar dayanmaktadır. 

1715′ te İngiliz hükümeti denizde navigasyonu sağlayacak bir icat geliştirilmesi için “the Longitude Prize” adında herkese açık yarışma düzenledi. Yarışma bir saatçi olan John Harrison tarafından kazanıldı ve deniz kronometresi icat edilmiş oldu.

- Bilgiyi ısıtma odaları kurun 

Şirketinizde de bazı işlerde uzmanlaşmış pek çok insan var. Sahip olduğunuz kurumsal bilgi birikiminin yeni bilgiye dönüşmesi için belli kişilere belli zaman aralıklarında özgün çalışma imkânları yaratın. Bırakın kendi işlerinde farkındalık yaratma üzerinde özgürce çalışsınlar. 

- Çalışanlarınızı konularını çok basitçe anlatabilecekleri tarzda sunumlar hazırlamaya zorlayın

Bunu yapmak için pek çok yöntem var ama en iyi yöntem küçük çocukların önünde projelerini anlatacakları bir etkinlik düzenleyin.

Çalışanların, fikirlerini çocuklara anlatmaya çalışmaları onları zorlayacak, kurumsal terimleri kullanamayacakları için de beyinlerinin farklı noktaları devreye girecek ve projelerin dilini çocukların indirmelerine sebep olacaktır. 

- ‘Bana farklı şeyler söyle’ etkinlikleri organize edin

Çalışanlarınızın herkesi şaşırtacak fikirlerini, olağanüstü olaylarını ve muhteşem deneyimlerini kısa kısa sunmalarını isteyin. 

Deneyimlerin ve tecrübelerin inovasyon yolculuğunda azımsanamayacak kadar büyük bir rolü vardır. Herkesin iyi deneyimlerini paylaşması kurumun birikimine benzersiz bir katkı sunacaktır.

- Zaman zaman kurumsal kimliği ortadan kaldırın

Firma içi oluşturduğunuz takımlarla yapacağınız inovasyon aktivitelerinde kendi kurumlarının logosunu, renklerini ve kurumsal kimlik öğelerini kullanmayı yasaklayın. Takımlar ya da çalışanlar geliştirmek istedikleri farklı işleri ya da fikirleri için kendi orijinal logolarını, takım isimlerini geliştirsinler. Bu sahiplenme duygusunu artıracağı gibi, kurumsal sınırların dışına çıkmalarını ve daha taze düşünmelerini sağlayacaktır.

- Çalışma ortamlarını değiştirmelerinin önünü açın 

Çalışma odalarımız,  ölçüler, oturma düzenimiz, ışık, havalandırma vb. pek çok çevresel etmen biz farkında olmasak da vücut biyolojimizi ve psikolojimizi etkiliyor. 

Bununla birlikte herkesin kendisi için istediği ve kendini rahat hissettiği özel tasarımları vardır. 

Küçük bir bütçe ayırın ve inovasyoncularınıza çevrelerini düzenleme özgürlüğü verin. Daha yaratıcı olmalarını sağlayabilirsiniz.

- Ne kadar çalıştığını ölçmeyi bırakın, ne kadar kaliteli iş çıkarıyor ona bakın 

Kaç adet toplantı yapıldığı, saat kaçta geldi, hangi işe ne kadar zaman harcadı vb. gibi zaman bazlı değerlendirme kriterleri kullanmayı unutun. 

Önemli olan işin sonunda firmaya ne kadar efektif değer kattığıdır.

Bir konu için harcanılan süre değil işin sonunda firmaya ve işe kattığı değeri ölçün. Sürece değil sonuca etki eden değerlendirme kriterlerine odaklanalım.

Çalışanları sıkboğaz ederek neler kaybettiğimizin farkın damıyız acaba?

Bu içeriği 10.490 kişi okudu.
Kategori: Girişimci Rehberi, İnovasyon
Yazar Salih Keskin Hakkında

Salih Keskin, kreatif düşünce modellerinin üretimi ve inovasyon üzerine iş dünyasında, üniversitelerde ve sivil toplum örgütlerinde eğitimler vermekte, danışmanlık ve araştırmalar yapmaktadır. Halen İstanbul Kültür Üniversitesinde Öğretim Üyeliğine devam etmekte olan yazar aynı zamanda inovasyon konusunda kitaplar ve makaleler yazıyor. Yazar kaleme aldığı inovasyon odaklı yazılarıyla artık Girişim Haber okurlarının da ekranında.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor