10. Rekabet Kongresi Düzenlendi: Hızlı Balık Yavaş Balığı Yer!

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) üyesi Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından 2005 yılından buğüne düzenlenen Rekabet Kongresi bu yıl 10’uncu kez kapılarını girişimcilere ve iş dünyasına açtı. Peki Kongrede neler konuşuldu? Detaylar haberimizde..

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) üyesi Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından 2005 yılından buğüne düzenlenen Rekabet Kongresi bu yıl 10’uncu kez kapılarını girişimcilere ve iş dünyasına açtı. TÜRKONFED, SEDEFED ve Rekabet Forumu işbirliği ile 28 Ocak 2016 tarihinde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen 10. Rekabet Kongresi’nin ana temasını ise “Rekabet Gücü, Girdi İthalatı Politikaları ve Akıllı Düzenlemeler” konusu oluşturdu.

Bu yıl düzenlenen kongrenin ana konuşmacısı ise Dünya Ekonomik Forumu İdari Direktörü & Yönetim Kurulu Üyesi, Almanya’nın önceki dönem Ekonomi ve Teknoloji Bakanı, Şansölye Yardımcısı Dr. Philipp Rösler’di. Kongrenin açılış konuşmaları ise TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk, TİM Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz ve Sabancı Üniversitesi Rektörü & REF Üst Kurul Eşbaşkanı Prof. Dr. Nihat Berker tarafından gerçekleştirildi.

Ayrıca ACT Econ Rekabet ve Düzenleme Ortağı Dr.M. Fevzi Toksoy, kongre öncesi düzenlenen iki çalıştayda ele alınan konularla ilgili sektörel dernek temsilcilerinin görüşlerini içeren bir bildiriyi katılımcılarla paylaştı. Sektörel kuruluşların üst düzeyde katılımıyla gerçekleşen panelin moderatörlüğünü de Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Timur Erk yaptı.

“Ekonomide Başarı, Rekabetten Geçer”

Kongrenin açılışında konuşan TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, ekonomik başarının anahtarlarından birinin de ülkelerin küresel alanda rekabet gücünü ortaya koyabilmesine bağlı olduğunu söyledi. Kadooğlu, “Bu rekabetin de ölçülebilmesinin önemi büyüktür. Rekabet ölçümlerinde dikkate alınan en temel iki özellikten ilki Türkiye’yi diğer ülkelerle kıyaslamak, diğeri ise büyüklüğü değil kaliteyi ölçmektir. TÜRKONFED’de gerek konfederasyon olarak gerekse de üye federasyonlarıyla uluslararası arenada rekabet gücünün artırılmasına dönük çalışmalar yapmaktadır” dedi.

Küreselleşen dünyada yeni bir ekonomik sistemin söz konusu olduğunu belirten Kadooğlu, inovasyon, girişimcilik ve Ar-Ge’nin sektörlerin ve firmaların teknolojik altyapısını güçlendireceğini vurguladı. Kadooğlu şöyle devam etti: “Ekonomik başarı, sadece niceliksel verilerle ölçülmez. Bunun ötesine geçmek gerekir. Kurumlarımıza, eğitim sistemimize, sanayimize, genel olarak tüm sosyo-ekonomik alanları büyüklüklerinin ötesinde, kaliteleri ile değerlendirmeliyiz. Artık ulaştığımız noktada daha yüksek katma değerli üretime ve hizmetlere yoğunlaşmalıyız. Bunu yaparken de istihdam ve dış ticaret açığı gibi pek çok göstergede iyileşmeler ortaya koymalıyız. Ara girdi yatırımlarımızı ve istihdamı korurken, ana sanayimizin kesintisiz, ucuz ve yüksek teknolojili ara girdiye erişmesinin yollarını aramalıyız. Türkiye’nin çok sektörlü yapısının, katma değerli üretime bir an önce geçmesi gerekmektedir. Bunun yolu ‘akıllı düzenlemeler’ olarak adlandırılan ‘politika oluşturma’ sürecine geçiş yapmakla mümkündür. Akıllı düzenlemeler, hükümet kararları alınırken demokrasiyi ve bilimselliği bir araya getirmenin süreçlerini ortaya koymaktadır. Düzenleyici etki analizleri ve sosyal partnerlerin karar alma süreçlerine katılımı ile şekillenen ‘akıllı düzenlemeler’, sanayi politikalarına uygulandığında sektörler zarar görmeden yollarına devam edecektir. Bu düzenlemeler hükümetlerin birtakım öncelikler oluşturmasını da sağlayacaktır.”

Ekonomik başlarının anahtarının rekabetten geçtiğini vurgulayan TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu’nu, Dr. Philipp Rösler de, günümüz dünyasında artık büyük balığın küçük balığı değil, hızlı balığın yavaş balığı yediğini söyleyerek destekledi.

“Hızlı Balık Yavaş Balığı Yer”

10. Rekabet Kongresi’nin ana konuğu ve konuşmacısı Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) İdari Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi, Almanya’nın önceki dönem Ekonomi ve Teknoloji Bakanı ve Şansölye Yardımcısı Dr. Philipp Rösler de gelişen dünyada yaşanan durumu şöyle özetledi: “Günümüzde artık büyük balık küçük balığı yemiyor. Hızlı balık yavaş balığı yiyor. Türkiye ve AB zaten iyi bir partner ama bu vize diyaloğunun olumlu sonuçlanması ile Avrupa sadece iyi bir partner olduğunu değil, iyi bir dost olduğunu göstermeli. Verimliliğinizi artırmak istiyorsanız, hızınızı artırmalısınız. Eğer verimliğinizi ve hızınızı artırmak istiyorsanız doğru yerdesiniz.”

“Şahı Veriğinizde Oyun Bitmiştir”

SEDEFED Başkanı Sefa Targıt da, dördüncü sanayi dönemine girildiği bir dönemde, Türkiye’nin hendek atlarken, yabancı devletlerin sentetik ve suni yaklaşımlarına karşı koymasının akıllı bir yaklaşım olduğunu dile getir. “Endüstrimizin rekabet gücünü muhafaza etmek zorundayız” diyen Targıt, şöyle devam etti: “Şah yerine vezir almak, satrançta mantıklı bir hamle olamaz. Şahı verdiğinizde oyun bitmiştir.”

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk ise ağır küresel rekabet baskısı altından ancak Ar-Ge’den lojistiğe, İK’dan iletişime kadar her alanda birbirini tamamlayıcı politikalar ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Ünlütürk, “Bunun içinde politikaların doğru zamanda uygulanması gerekir. Ülkemizde bu süreçte hukuk ve yargı reformlarına da ihtiyaç var. Bu reformlar kadar önemli olan bir diğer şey de bağımsız ve sürdürülebilir bir ortamın var olması” dedi.

“Hayatın Kendisi de Bir Rekabettir”

Türkiye’nin 2023 hedefini hatırlatan TİM Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz de, “2023 yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi olma hedefimiz var. Bunun için karınca gibi çalışmamız gerekiyor. Birçok ülke küresel markalarıyla istikrarlı büyümeyi sağlıyor. Biz, bugün markalaşmayı sağlamaktayız.”

Hayatın kendisinin bir rekabet olduğunu belirten Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker, “İyi bir hayat da iyi bir rekabettir. Rekabet kendi kendini ölçmenin, genç kalmanın, çocuk kalmanın yoludur. Bu çocukluktan çıkıyoruz tabi. Çocuklar hemen rekabete başlarlar. Bu demek ki iyi bir şey. Biz, en son bu rekabet ilerledikçe, kendi kendimizle rekabet ediyoruz.

Anlamlı rekabet için bilgi ve şeffaflık gerekir. Rekabet bir kör dövüşü olamaz. Dolayısıyla bilgi lazım. Rekabetin tek bir yolu var çalışacaksınız. Rakipleriniz çalışacak ve en son, çok çalışan kazanacak. Bu bir paketleme değildir. Basit haliyle budur” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yazar Emine Cin Ertaş Hakkında

Sinop Üniversitesi İstatistik Bölümü mezunu Emine Cin Ertaş, İstanbul Ticaret Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nde "Geri dönüşüm ekonomisi" üzerine tezli yüksek lisans yaptı. Ocak 2014 ile Ocak 2020 tarihleri arasında Girişim Haber'de Baş Editörlük yaptı. Ertaş, Şubat 2020'den bu yana Beykent Üniversitesi'nde Lojistik Bölümü Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor